Sağlık – Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin Serdaro.com - Sağlıklı Yaşam rehberi Thu, 01 Sep 2022 12:35:52 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.2 /wp-content/uploads/2020/11/cropped-android-chrome-192x192-1-32x32.png Sağlık – Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin 32 32 Aloe Vera Suyunun Faydaları /aloe-vera-suyunun-faydalari/ Thu, 01 Sep 2022 12:35:52 +0000 /?p=3565 Aloe Vera Suyunun Faydaları Aloe vera suyu içmenin pek çok faydası vardır, ancak sağlığınız için gerçekten faydalı mı? Her şeyden önce, bu meyve suyu, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önlemede gerekli olan...

The post Aloe Vera Suyunun Faydaları appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Aloe Vera Suyunun Faydaları

Aloe vera suyu içmenin pek çok faydası vardır, ancak sağlığınız için gerçekten faydalı mı? Her şeyden önce, bu meyve suyu, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önlemede gerekli olan antioksidanları içerir. Ayrıca kan basıncınızı ve şeker seviyenizi düşürmeye yardımcı olur. Bunlar, bu makalede tartışacağımız büyük faydalardır. Aloe vera suyu içmekten elde edebileceğiniz başka birçok fayda da vardır, bu yüzden ne olduklarını öğrenmek için okumaya devam edin.

Antioksidanlar, vücudunuzu serbest radikallerin neden olduğu hasarlardan korumaya yardımcı olur

Aloe vera suyunun anti-inflamatuar ve antioksidan özellikleri, vücudunuzda serbest radikal hasarını önlemeye yardımcı olmanın en iyi yollarından biri olabilir. Serbest radikaller, DNA ve hücre zarlarına saldıran ve diğer moleküllerden elektron çalan moleküllerdir. Antioksidanlar elektron vererek bu serbest radikalleri nötralize eder. Serbest radikaller için “kapatma anahtarları” gibi hareket ederek serbest radikal hasarına neden olan zincirleme reaksiyonu bozarlar.

Antioksidanlar, vücuttaki diğer bileşiklerin oksidasyonunu önleyen bileşiklerdir. Bu bileşikler, bitkilerde bulunan doğal olarak oluşan bileşiklerdir. Bu bileşikler oldukça etkilidir ve hastalığın başlamasını önleyebilir. Bitki bazlı antioksidanlar arasında aloe vera suyu ve çay bulunur. Yiyecek ve içeceklerde, besin değerlerini korumak için genellikle sentetik katkı maddeleri yerine antioksidanlar kullanılır.

Kan şekerini düşürürler

Aloe vera kan şekeri düzeylerini düşürmeye yardımcı olabilir, ancak tam olarak nasıl çalıştığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Mayo Clinic ve Amerikan Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nden araştırmacılar, aloe jeli veya meyve suyu tüketen diyabetli 136 kişiyi içeren sekiz haftalık bir çalışma yürüttüler. İki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Aloe tüketen grup, insülin direncini iyileştirdi, açlık kan şekerini düşürdü ve daha az kilo aldı.

Oral aloe vera daha popüler hale gelirken, bitkinin kan şekerini nasıl düşürebileceğini tam olarak belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Yakın tarihli bir meta-analizde, araştırmacılar aloe veranın kan şekerini düşürücü etkilerini araştıran dokuz çalışmayı değerlendirdi. HbA1c’yi, açlık kan şekerini veya bu ölçümlerin bir kombinasyonunu ölçen çalışmaları araştırdılar. Dokuz çalışmadan elde edilen sonuçlar ağırlıklı ortalama farklılıklar olarak rapor edildi.

Kan basıncını düşürürler

Aloe vera suyu kan basıncını düşürmeye yardımcı olsa da, ilaç yerine kullanılmamalıdır. Doğal madde dehidrasyona veya elektrolit dengesizliğine neden olabilir. Ayrıca diğer ilaçlar ve takviyelerle kötü tepki verir. Bazı durumlarda, aloe kan basıncını artırabilir veya daha da kötüleştirebilir. Hamile kadınlar aloe vera takviyesi almaktan kaçınmalıdır. Bitki, kalp ilaçları ve steroidler de dahil olmak üzere bazı ilaçlarla etkileşime girebilir.

Resim mozo190 tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Aloe Vera Suyunun Faydaları appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir? /tuberkuloz-verem-hastaligi-nedir/ Tue, 30 Aug 2022 11:39:54 +0000 /?p=3538 Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir? Tüberküloz, halk arasında verem olarak bilinir. Tüberküloz, Mycobacterium Tuberculosis bakterisinin solunum yoluyla vücuda girmesi sonucu oluşur. Tüberküloz, bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle solunum yolu ile bulaşan bu bakteri insan...

The post Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir? appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir?

Tüberküloz, halk arasında verem olarak bilinir. Tüberküloz, Mycobacterium Tuberculosis bakterisinin solunum yoluyla vücuda girmesi sonucu oluşur. Tüberküloz, bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle solunum yolu ile bulaşan bu bakteri insan akciğerlerine yayılır ve akabinde pnömoni gelişimine neden olur.

Tüberkülozun en sık bulaştığı organ akciğer olarak bilinir. Bu durumun nedeni; vücuttaki mikropların giriş noktası akciğerlerdir. Ancak bazı durumlarda tüberküloz basili, akciğerlerden geçerek lenf sistemi ve kan dolaşımı yoluyla vücudun diğer organlarına veya dokularına ulaşabilir. Bu nedenle mikropların lenf düğümlerine, böbreklere, kemiklere ve hatta insan beynine yayılma riski vardır.

Hastalığın yayıldığı organ ve dokularda şiddetli inflamasyon ve disfonksiyon meydana gelir. Günümüzde geliştirilen tedavi yöntemleri sonucunda ölüm oranı geçmişe göre azalmış olsa da dünya genelinde halen yaklaşık 8,5 milyon kişi tüberküloz hastasıdır. Bu kişilerin yaklaşık 2 milyonu hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle tüberküloz ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir.

 

Tüberküloz Risk Faktörleri Nelerdir?

Mycobacterium Tuberculosis virüsünün organizmaya verdiği zarar ve hastalığa yakalanma olasılığı, insan organizmasının bağışıklığına bağlı olarak farklılık gösterir. Bağışıklığı düşük kişilerde hastalığın etkileri daha kötü olabilirken, bağışıklığı güçlü olan kişilerde ciddi semptomlar önlenebilir. Tüberküloz için en yaygın risk faktörleri aşağıda listelenmiştir:

Beş yaş ve altındaki çocuklar.

65 yaş ve üzeri yaşlı bireyler.

Çeşitli ilaçlar veya tedavi yöntemleri ile bağışıklık sistemi baskılanan bireyler.

Vücudun bağışıklığının normalden düşük olmasına neden olan hastalıkları olan bireyler. Örneğin; AIDS, diyabet, kronik böbrek, karaciğer hastalığı ve kanser gibi hastalıkları içerir.

Organ nakli yaptıran bireyler.

 

Tüberküloz Neden Olur?

Tüberküloz günümüzde hala ciddi bir sağlık sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından paylaşılan verilere göre dünyadaki hastaların yaklaşık %2,5’i tüberküloz hastasıdır. Hastalık dünyanın tüm ülkelerinde görülmekle birlikte daha çok Güneydoğu Asya ve Afrika’da görülmektedir.

Hastalığın ana nedeni henüz bilinmemekle birlikte çeşitli çevresel faktörlerin etkisi vardır. Ayrıca AIDS gibi bağışıklık sistemini baskılayan hastalıkların görülme sıklığındaki artış, tüberküloz görülme sıklığındaki artışa doğrudan karşılık gelmektedir. Kentleşmenin yüksek olduğu ve insanların sıklıkla birlikte yaşadığı bölgelerde tüberküloz oranları AIDS oranlarını geçmiş durumdadır.

Hastalığın en çok görüldüğü bölge Sahra altı Afrika’dır. Bu bölgenin en önemli yanı, dünyada AIDS insidansının en yüksek olduğu bölge olmasıdır. Bu nedenle AIDS ve benzeri bağışıklığı baskılayıcı hastalıkları olan kişilerde veya doğuştan (veya ilaç kullanımı vb.) nedenlerle bağışıklık sistemi düşük olan kişilerde hastalık olasılığı daha yüksektir.

 

Tüberküloz Belirtileri Nelerdir?

Genellikle tüberküloz belirtileri genellikle hafif bir seyirle başlar. Hastalık genellikle akciğerleri etkiliyor gibi görünse de duruma göre diğer organ ve dokuları da etkileyebilir. Bu nedenle, bir kişinin yaşadığı semptomlar, virüsün yayıldığı organa bağlı olarak değişebilir. Tüberkülozun ilk belirtileri aşağıda listelenmiştir:

Yaklaşık 20 gün süren ve geçmeyen bir öksürük,

Zamanla artan “kanlı” balgam,

Kişi, kendini yorgun ve halsiz hisseder,

Baş ağrısı ve yüksek ateş,

Yiyecek reddi ve ardından kilo kaybı,

Karın ağrısı,

Şiddetli göğüs ve sırt ağrısı,

Lenf düğümleri uzun süre şiş kalır. Boyun bölgesinde de şişlik görülür.

Halsizliğe ek olarak, kişinin kendisini kırgın hissetmesi ve eklemlerde veya kemiklerde sürekli olarak hissedilen ağrıların yaşanması.

Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ilk safhadaki belirtiler şiddetlenir.

Yukarıdaki semptomlar, aktif tüberküloz semptomları yaşayan kişilere aittir. Aktif tüberküloz, bir kişinin bakteri ile enfekte olduğu ve çeşitli semptomlar geliştirebileceği ve virüsü diğer insanlara bulaştırabileceği bir durumdur.

Gizli tüberkülozlu kişilerde hastalık belirtisi görülmez. İnsan vücudunda hastalığa neden olan bakteriler vardır. Ancak hastalık bağışıklık sistemi tarafından baskılanarak vücutta bakterilerin çoğalmasını engeller.

Kişide ciddi semptomlar görülmez. Fakat kişinin vücudunda tüberküloz enfeksiyonu vardır. Bu duruma bağlı olarak da hastalığı teşhis etmek zorlaşır. Ancak hastalık hiçbir belirti göstermese bile tedavi edilmelidir. Gizli tüberküloz durumunda, hastalığın başka bir kişiye bulaşma riski yoktur.

 

Tüberküloz Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Verem Savaş Dispanserleri, ülkemizde tüberküloz tanı ve tedavisinde hizmet veren bir kurumdur. Ayrıca hastalığın teşhis ve tedavisi ile ilgili tüm süreçler tam kapasite çalışan hastanelerde yapılabilmektedir.

Tanı aşamasında öncelikle hastanın fiziksel semptomları değerlendirilir. Kişinin balgamındaki tüberküloz basilini tespit etmek için hemen tüberküloz testi yapılır. Bu muayenelere ek olarak kişinin akciğerlerinin durumunu belirlemek için göğüs röntgeni çekilir.

Hastalığın kesin teşhisi için; kişiden alınan balgam mikroskop altında incelenir, basilin yeri gösterilir ve çoğaltılır. Böyle durumlarda hastalığın teşhisi zor değildir ve cerrahi müdahale gerektirmez.

 

Tüberküloz Tedavisi Nasıl Olur?

Günümüzde tüberküloz hastalığının tedavisi için birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Tedavi yöntemlerinin yanı sıra sağlıklı beslenme, sık dinlenme ve uzun süreli sanatoryum tedavisi hastalığa karşı oldukça etkilidir. Hastalığın tedavisi sadece bu yöntemlere bağlı kalınmamalı, ilaç kullanımına da önem verilmelidir.

Tedavi sürecinde aynı anda dört farklı ilaç türü kullanılarak mikropların gelişmesi ve üremesi engellenmeye çalışılır. Hastalığın tedavisi uzun sürebilir. Tedavinin ilk 2 ayında ilaç kullanımı fazladır. Tüberküloz tedavisinin 2. ayından sonra kişinin durumu genellikle düzelir ve ilaç sayısı azaltılır.

Kişi reçete edilen ilaçları düzenli ve zamanında almalıdır. Böylece hastalığın ilerleme hızı yavaşlar, semptomlar azalır ve diğer insanlara bulaşma olasılığı azalır. Genellikle tedavi süreci 6 aydan fazladır. Mikropların vücuttan atılması daha kısa sürse de vücutta enfeksiyon kapma riski göz ardı edilmemelidir.

Tüberküloz tedavisinde ilacın düzenli kullanımı çok önemlidir. İlaç kullanımına ara verildiği durumlarda hastalığın iyileşmeme ihtimali yüksektir. Tedaviyi bırakmayan kişilerde iyileşme oranı çok daha yüksektir.

Genellikle tüberküloz tedavisi ayaktan yapılır. Kişinin hastaneye yatırılmasına gerek yoktur. Ancak hastanın durumuna göre hastaneye yatırılması gerekebilir. Solunum güçlüğü çeken, sık balgamlı kan gelen, ilaç tedavisine yetersiz yanıt veren veya tüberküloz dışında ciddi hastalıkları olan kişiler hastaneye kaldırılabilir.

 

Tüberküloz Bulaşıcı Mı? Tüberküloz Nasıl Bulaşır?

Tüberküloz, bulaşma hızı oldukça yüksek bir enfeksiyon hastalığıdır. Akciğerlerinde veya boğazında aktif tüberkülozu olan hasta kişiler, aynı ortamda bulunan diğer kişiler; nefes alabilir, öksürebilir ve hapşırabilir. Bu nedenle, hastalığın bir kişiden diğerine bulaşması için doğrudan temas gerekli değildir.

 

Resim Tumisu tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir? appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Lösemi (Kan Kanseri) Nedir? /losemi-kan-kanseri-nedir/ Tue, 30 Aug 2022 11:27:02 +0000 /?p=3532 Lösemi (Kan Kanseri) Nedir? İnsanlarda kan kanseri olarak da bilinen lösemi, vücudu korumaktan sorumlu beyaz kan hücrelerinin (akyuvarların) bir alt tipi olan lenfositlerin işlevlerinin bozulması ile oluşan karakterize bir hastalıktır. Bu durum...

The post Lösemi (Kan Kanseri) Nedir? appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Lösemi (Kan Kanseri) Nedir?

İnsanlarda kan kanseri olarak da bilinen lösemi, vücudu korumaktan sorumlu beyaz kan hücrelerinin (akyuvarların) bir alt tipi olan lenfositlerin işlevlerinin bozulması ile oluşan karakterize bir hastalıktır. Bu durum genellikle kemik iliğinde oluşur. Vücutta meydana gelen çeşitli reaksiyonlar sonucunda kemik iliği hücrelerinin gelişimi durur, çoğalma hızı kontrol edilemez hale gelir ve bu durum zamanla diğer organlara da yayılır.

Löseminin ana etkilerini anlamak için öncelikle kemik iliğinin ne yaptığını anlamak gerekir. Kemik iliği vücutta kan hücrelerinin yani lenfositlerin, beyaz kan hücrelerinin ve trombositlerin oluştuğu süngerimsi bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla bu süngerimsi yapının ürettiği kan hücreleri doğrudan kana karışır ve vücudun sağlıklı çalışması için hayati önem taşır.

Ayrıca kemik iliğinde üretilen beyaz kan hücreleri vücudun bağışıklık sisteminin en önemli yapı taşlarından biridir. Beyaz kan hücreleri (akyuvar) olarak adlandırılanlar, vücudu dışarıdan gelebilecek bakteri, virüs, mantar veya parazit gibi zararlı mikroorganizmalardan korur ve yapısı zarar görmüş hücreler uzaklaştırılır.

 

Ancak beyaz kan hücreleri sadece kemik iliğinde değil diğer organlarda da oluşabilmektedir. Ancak kemik iliği yapısında meydana gelebilecek hasar, kişinin bağışıklığını ciddi şekilde azaltabilir ve vücudun dengesini bozabilir. Lösemili kişilerde kemik iliği dışında vücudun her organında sorunlar görülmeye başlar. Çünkü hastalık tüm lenfatik sistemi etkiler. Ancak tedavi edilmezse kötüleşen bir seyir izler. Bu nedenle lösemi göz ardı edilebilecek bir hastalık değildir.

Bu bilgilere ek olarak, bazen lösemi olgun beyaz kan hücrelerinde kontrolsüz bir artıştan kaynaklanır. Bu durumda, lösemi kronik olabilir ve doğası gereği yavaş ilerleyebilir. Bunun tersi, yetersiz beyaz kan hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasından kaynaklanan lösemidir. Bu vakalar; önceki tipin aksine, kronik değil akut olarak adlandırılır. Bunlar hızla gelişen lösemi vakaları olmasına rağmen, kısa sürede insan vücudunda ortaya çıkan ciddi semptomlara neden olabilirler.

 

Lösemi Nedenleri Nelerdir?

Löseminin kesin nedeni bilinmemektedir. Ancak vücutta hastalığa neden olan çeşitli viral, genetik, immünolojik veya genetik faktörlerin olduğuna inanılmaktadır. Ayrıca çevresel faktörler de hastalığın gelişiminde rol oynayabilir.

Bu faktörler arasında yüksek miktarda radyasyona maruz kalma, endüstriyel sektörde sıklıkla kullanılan benzen gibi kimyasallara maruz kalma, diğer hastalıklar için kullanılan ilaçlar (kemoterapi gibi), virüsler hatta Down sendromu gibi ciddi genetik bozukluklar yer alabilir.

Akut lenfoblastik löseminin ana nedenlerinden biri ağır radyasyona maruz kalmak gibi görünmektedir. Çünkü bu tip lösemi, nükleer patlama bölgelerine yakın coğrafi bölgelerde yaşayan insanlarda daha sık görülür. Bu nedenle en dikkatli olunması gereken grup hamile annelerdir. Ayrıca endüstriyel ürünlerde sıklıkla bulunan benzen, sigara dumanında da bulunur. Bu nedenle sigara içmek de hastalığın gelişimi için önemli bir risk faktörüdür.

Akut miyeloid lösemi insidansı yaşla doğru orantılı olarak artmaktadır. Akut miyeloid lösemi teşhisi konan kişilerin ortalama yaşı 68 olduğundan, bu durum hastalığın ortalama yaşına da yansır. Ayrıca sigara dumanına maruz kalma ve Down sendromu gibi genetik bozukluklar da risk faktörleri olarak görünmektedir.

Bununla birlikte, başka bir faktör mutasyona uğramış Philadelphia kromozomu 22’dir. Bu durum, kronik miyeloid lösemili 10 hastanın 9’unda görülür. Bu kromozom üzerinde bulunan BCR – ABL geni vücuttaki kan hücresi üretim sisteminin üretim mekanizmasına müdahale ederek kontrolsüz bir şekilde çoğalmalarına neden olur. Bu, insanlarda kronik lösemi gelişimine neden olabilir.

Yukarıdaki bilgilerden hareketle löseminin ortaya çıkmasının birçok farklı nedeni olduğu görülebilir. Bu nedenle kendini hastalıktan korumak ve en az hasarla yaşamak için kişinin düzenli olarak kontrolden geçmesi ve vücudundaki semptomları izlemesi gerekir.

 

Lösemi Belirtileri Nelerdir?

Lösemi, beyaz kan hücrelerinin yapısını, üretimini ve gelişimini bozan bir hastalıktır. Bu nedenle vücudun bağışıklık sisteminde zamanla artan işlev bozuklukları meydana gelir. Hastanın bağışıklık sistemi zayıftır ve bunun sonucunda çeşitli enfeksiyon ve hastalıklara neden olur.

Yetişkinlerde löseminin en sık görülen semptomları; şiddetli halsizlik, solgunluk ve kısa süreli yorgunluktur. Bu genellikle anemiden kaynaklanır. Bu belirtilerden sonra hastanın nefes darlığı yaşaması da olasıdır. Hastalığın belirtileri genellikle diğer kemik hastalıklarına benzer bir seyir gösterir.

Diş etlerinde, burunda ve genellikle insan derisinde çeşitli morluklar veya kanamalar görülebilir. Kanamaya ek olarak, çeşitli deri döküntüleri de yaygındır. Bir kişi anoreksiya (yeme bozukluğu) yaşayabilir. Sonuç olarak, lösemi hastaları sıklıkla kilo verir.

Kişi ani gece terlemeleri ile uyanabilir. Bununla birlikte, çabuk geçmeyen ve genellikle yüksek ateşin eşlik ettiği enfeksiyonların ortaya çıkması muhtemeldir. Ayrıca kemik ve eklem ağrıları, lenf düğümlerinde büyüme (genellikle boyun ve koltuk altlarında), diş etlerinde ve midede şişlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Çoğu durumda, bu tür semptomlar akut lösemi başlangıcının bir işaretidir ve hastanın kısa sürede tedavi edilmesi gerekir.

 

Löseminin Evreleri Nelerdir?

Löseminin vücutta ne düzeyde ilerlediğini bulmak için kişinin semptomları ve hasarın meydana geldiği bölge analiz edilir. Hastalığın evresini belirlemek için göğüs röntgeni çekilir, kaburgalar ve akciğerler incelenir. dolayısıyla bilgisayarlı tomografi ve MR gibi görüntüleme yöntemleri sıklıkla kullanılmaktadır.

Akciğerlere ek olarak vücudun diğer kısımları da incelenebilir. Bu evrelerden sonra genellikle hastalığın evresini belirlemek için yeterli veri bulunur. Lösemi evrelerinin genel özellikleri aşağıda verilmiştir:

Aşama 0: Bu aşamada ciddi bir semptom görülmez. Semptomlar genellikle rastgele ortaya çıkar. Kan ve kemikteki mutlak lenfosit sayısında kısmi bir artış vardır.

Aşama 1: Bir önceki aşamaya kıyasla mutlak lenfosit sayısı artmıştır. Bu aşamada lenf düğümleri büyür ve gelişir.

Aşama 2: Lenf bezlerinin yanı sıra vücudun diğer bölgelerinde de belirtiler ortaya çıkar. En belirgin semptom genişlemiş bir dalaktır.

Aşama 3: Anemi belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Bu durum kişide ciddi halsizlik, yorgunluk ve bitkinliğe neden olabilir.

Aşama 4: Trombosit sayısında azalmalar görülür.

 

Lösemi Tanısı Nasıl Konur?

Lösemi teşhisi koymak oldukça zor bir süreçtir. Çünkü basit bir fizik muayene yerine birçok farklı uygulamaya ve laboratuvar testlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Hastalığın evresini ve türünü belirlemenin tek yolu budur. İlk aşamada kişi fiziksel olarak muayene edilir. Bu muayene ile insan vücudunda anemi belirtileri bulunmaya çalışılır.

Ayrıca lenf düğümleri, karaciğer ve dalak gibi organlarda genişleme olup olmadığı kontrol edilir. Fizik muayeneden sonra kişiye çeşitli laboratuvar tetkikleri yapılır. Laboratuvarda; kan sayımı, karaciğer testleri ve benzeri testler yapılır. Kişinin kemik iliğinden bir örnek de alınabilir.

Ayrıca lösemili hastalarda miyeloidden şüphelenildiğinde, kan hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasını sağlayan BCR-ABL genini belirlemek için çeşitli genetik testler yapılabilir.

 

Lösemi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Lösemi tedavisi çok ciddi bir iyileşme sürecini içerir. Tedavi sürecine birçok farklı alandan doktorlar katılmaktadır. Bu işlemler tam donanımlı bir hastanede yapılmalıdır. Lösemi günümüzde geliştirilen tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilen bir hastalıktır. Lösemi tedavi yöntemleri arasında kemoterapi en yaygın olarak kullanılan yöntemdir.

Kemoterapi sürecinde kişi düzenli ilaç alır ve bu süreç yaklaşık 2 yıl sürer. Kemoterapiye ek olarak radyoterapi de aynı anda yapılabilir. Ancak kemik iliği nakli de iyi bir tedavi seçeneğidir.

Tedavi süreci kişinin sahip olduğu lösemi tipine göre değişir. Kronik lösemili kişilerde hastalığın seyri daha yavaştır. Genellikle bu hastalar destek tedavisi uygulanır. İleri evredeki hastalara sahip oldukları lösemi evresi için ilaçlar verilir. Akut lösemili kişiler destek tedavisi yerine doğrudan hedefe yönelik tedavi alırlar.

Resim Parentingupstream tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Lösemi (Kan Kanseri) Nedir? appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Kakao Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir /kakao-yagi-neye-iyi-gelir-faydalari-nelerdir/ Sun, 01 May 2022 09:19:11 +0000 /?p=3500 Kakao Yağı Neye İyi Gelir? Faydaları Nelerdir? Kakao yağı neye iyi gelir? Kakaonun anavatanı Batı Afrika tropik Amerika’dır. Kakao ağacı Orta Amerika ve Güney Amerika’nın yerel ağaçlarından birisidir. Kakao yağı kakaonun enfes...

The post Kakao Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Kakao Yağı Neye İyi Gelir? Faydaları Nelerdir?

Kakao yağı neye iyi gelir? Kakaonun anavatanı Batı Afrika tropik Amerika’dır. Kakao ağacı Orta Amerika ve Güney Amerika’nın yerel ağaçlarından birisidir. Kakao yağı kakaonun enfes kokusunu taşıyan bir yağdır. Kakao yağı, kakao ağacının meyvesinin çekirdeklerinden elde edilir. Kakao meyvesinin çekirdekleri kabuklarından tamamen ayrılarak güzelce temizlenir. Daha sonra bu kakao çekirdekleri özel olarak üretilmiş bir presleme makinesinde preslenerek iyice sıkıştırılır. Preslenen kakao çekirdeklerinden çıkan sıvı kakao yağıdır. Ancak makineden ilk seferde çıkan sıvı yani kakao yağı tanecikli yapıda çıkar. Bu yüzden preslenme işleminin ardından bir defa da süzme işlemine tabi tutulur. Tüm bu işlemlerin sonunda parçacıksız ve saf kakao yağı elde edilir. Kakao yağının elde edilme şeklini öğrendikten sonra sırada kakao yağı neye iyi gelir onu öğrenmek var. Öyleyse yazımıza buyrun.

Kakao Yağı Neye İyi Gelir?

Kakao yağı nasıl elde edilir öğrendiğimize göre gelin birlikte bu üretilen kakao yağı nerelerde kullanılırmış inceleyelim. Kakao yağı, kozmetik sektöründen yiyecek ve içecek sektörüne, sağlık sektöründen ilaç sektörüne kadar birçok farklı alana hammadde sağlamaktadır. İçerisinde bulunan yoğun antioksidan salgılayan maddeler sayesinde kakao yağı tamamen cilt dostu bir yağdır. Yine içerisinde bol miktarda bulunan sağlıklı yağ asitleri vücut sağlığımız için de oldukça etkili olmaktadır. Yiyecek sektöründe ise kakao yağına en sık tatlılarda yer verilir. Kakao yağı özellikle cilt kusurlarına çok iyi gelmektedir. Sadece cilde iyi gelmekle kalmayıp saç sağlığına da iyi geldiği bilinir. Ayrıca tıbbi faydaları konusunda da açık yaralara, tahriş olmuş cilt tipinin iyileşmesine, bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve kalp sağlığına da iyi gelmektedir.

Kakao Yağının Faydaları Nelerdir?

Kakao yağının faydaları hakkında her şeyi ayrıntılı açıkladığımız bir yazı yazmak istesek dayfalarca yazı yazmamız gerekir. Biz de belirli alt başıklar halinde kakao yağının faydalarını sizler için şu şekilde sıraladık;

  • Kakako yağı tam bir cilt dostudur. Kuruyan ve çatlamış ciltleri güzelce nemlendirir.

  • Düzenli kullanımda cilt kuruluğunu maksimum düzeyde engeller.

  • Özellikle kış aylarında, soğuk havalarda ortaya çıkan dudaklarda çatlama problemini çözmede ve dudakları nemlendirmede çok etkilidir.

  • İçerisinde bol miktarda bulunan E vitamini sayesinde cildinizi sağlıklı bileşenlerle besler, yüzünüze dışarıdan da fark edilebilecek parlak bir görünüm kazandırır.

  • Antioksidan maddeler ve zengin vitamin ve mineral bulundurması sayesinde yaşlanma karşıtı (anti-aging) etkili bir yağdır. Yeni kırışıklık oluşumunu geciktirici etkisi bulunduğu bilinir.

  • Oluşan yanıklarda ve küçük çaplı yaralarda kısa sürede iyileşme görülmesini sağlar.

  • Sadece cilt yüzeyinde değil her alanda faydaları olan kakao yağı, ağızda oluşan aft, uçuk gibi yaraların kısa sürede iyileşmesini sağlar.

  • Kakao yağı tam bir kalp dostudur. Doğru oranda tüketildiği takdirde kalp krizi riskini bir hayli azaltır.

  • Kakao yağını özellikle kış aylarında tüketirseniz bağışıklık sisteminizi çok güçlendirir.

  • Deride oluşan sedef ve egzama gibi rahatsız edici görsel hastalıklara iyi gelir.

  • Hamilelik sürecinde hızlı alınan kilolardan kaynaklı vücutta oluşacak çatlakları giderir.

  • Bronzlaşmaya etki ederek esmerleşmenize yardımcı olur.

  • Saçlardaki yıpranmış, mat ve cansız görüntüyü giderir.

  • Kaş ve kirpiklerin bakımında bolca kullanılır.

  • Damar tıkanıklığını ve damar sertleşmesi gibi rahatsızlıkları önler, görülme sıklığını azaltır.

İşte tüm bu saydığımız maddeler kakao yağı neye iyi gelir sorusuna verilecek cevapların sadece bir kısmıdır. Daha saymayı unuttuğumuz faydaları mutlaka olacaktır.

Kakao Yağı Nasıl Kullanılır?

Kakao yağının çok farklı sektörlere dağılan hayli geniş bir kullanım alanı vardır. Mutfakta ve cilt bakımında evdeki yöntemlerden yararlanılarak rahatlıkla ve kolayca kullanılabilen kakao yağını, kendi tercihlerinize ve ihtiyaçlarınıza göre ne şekilde kullanacağınızı kendiniz belirleyebilirsiniz. Şimdi gelin sizlere kakao yağı nasıl kullanılır sorusunun cevabını verelim. Kakao yağı ev yapımı çikolataların bilinen en temel malzemesidir. Karşınıza çıkacak çikolata tariflerinin hemen hemen hepsinde kakao yağı kullanılır. Bunun yanı sıra kek, kurabiye pasta ve benzeri tüm tatlılarda da toz kakaoya ek olarak kakao yağından faydalanılabilir. Kakao yağını cildinize direk olarak uygulamanızda hiçbir sakınca yoktur. Eğer aldığınız kakao yağı katı halde ise eritmek için elinizle ısıtabilir veya daha büyük parçalar halinde bir formül içerisinde kullanacaksanız, bir eritme kabı içerisinde benmari usulü ısıtarak sağlıklı içeriklerini koruyarak eritebilirsiniz. Kakao yağını portakal yağı, greyfurt yağı gibi yağlarla karıştırarak elde edeceğiniz karışımlarla cildinize ve dudaklarınıza masaj yaparak uygulayabilirsiniz. Kakao yağını bronzlaşma amacıyla kullanmayı düşünüyorsanız, güneşe çıkış vaktinizden en az 10-15 dakika önce sürmelisiniz. Kakao yağını satın aldığınız güneş kremi varsa onun içine de gönül rahatlığıyla ekleyebilirsiniz.

Kakao Yağı Fiyatı Nedir?

Kakao yağı eczanelerde, bazı zincir marketlerde, kozmetik satışı yapan mağazalarda, aktarlarda kolaylıkla ulaşılabilir. kakao yağı fiyatları da 1 kg. lık ambalajlarda 300-500 tl arasında değişkenlik göstermektedir.

Kakao Yağının Zararları Nelerdir?

Hep faydalarından bahsetmek olmaz tabii ki. Biraz da kakao yağının zararları nelerdir bunu konuşmak gerekir. Bilinen ya da ispatlanan bir zararı, yan etkisi bulunmamasına rağmen vücudunuzun alerjik reaksiyon gösterip göstermeyeceğini anlamak için kullanmaya başlamadan önce küçük bir bölgede deneme yapmanızı öneririz. Kakao yağı neye iyi gelir diye araştırırken kakao yağından alerji olmanızı istemeyiz

*Resim ally j tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Kakao Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Fındık Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir /findik-yagi-neye-iyi-gelir-faydalari-nelerdir/ Sun, 01 May 2022 09:16:34 +0000 /?p=3495 Fındık Yağı Neye İyi Gelir? Faydaları Nelerdir ? Fındık yağı neye iyi gelir? sorusuna cevap aramadan önce, fındık yağı nedir, nasıl elde edilir? gibi soruların cevabı bilinmelidir. Karadeniz bölgesinin göz bebeği olan...

The post Fındık Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Fındık Yağı Neye İyi Gelir? Faydaları Nelerdir ?

Fındık yağı neye iyi gelir? sorusuna cevap aramadan önce, fındık yağı nedir, nasıl elde edilir? gibi soruların cevabı bilinmelidir. Karadeniz bölgesinin göz bebeği olan fındık meyvesi, fındık ağacının kabukları içinde bulunmaktadır. Toplaması son derece zahmetli olan bu meyvenin tadı oldukça güzel olmakla birlikte, son derece besleyici özelliklere sahiptir. Fındık ülkemizde kuru yemiş olarak tüketilen bir besin olmasının yanı sıra bu ürün tatlıların süslenmesinde, çikolatalarda ya da keklerde kullanılabilmektedir. 

Birçok insan bilmese de fındık yağ olarak da tüketilebilmektedir. Karadeniz yöresinin gelir kaynağı açısından da oldukça önemli ürünlerinden biri olan fındık sayesinde elde edilen fındık yağı üretimi sırasında soğuk sıkım yöntemi kullanılmaktadır. Son derece geniş bir kullanım alanına sahip olan fındık yağının, insan vücuduna faydaları da oldukça fazladır. Açık saydam ve sarı bir renge sahip olan fındık yağı, yüksek besin değerine sahiptir. Fındık yağı yemeklerde, salatalarda, tatlılarda, keklerde, kurabiyeler de ve hatta kızartma yemeklerinde bile rahatlıkla kullanılabilmektedir. Fındık yağından sadece yemek yapımı sırasında destek alınmamakta ve bu yağ saf halde direk cilde de uygulanabilmektedir. Bu doğrultuda fındık yağının faydalarını şu şekilde sıralanmak mümkündür. 

Fındık Yağı Faydaları Nelerdir?

Fındık yağı neye iyi gelir? sorusundan sonra merak edilen en popüler sorulardan bir diğeri, fındık yağı faydaları nelerdir? sorusunun cevabıdır. Fındık yağı, Karadeniz bölgesinde yetişmekte olan fındık ağacının meyvelerinden elde edilmektedir. İnsan vücuduna da büyük kazanımlar sağlayan fındık yağı faydaları şu şekilde sıralanmaktadır. 

Fındık yağı özellikle cilt üzerine uygulandığında cilt yapısının beslenmesini, esneklik kazanmasını, onarılması ve yenilenmesini sağlamaktadır. Fındık yağı özellikle düzenli kullanım sonrasında, yüksek nemlendirme etkisi sayesinde kuru ve yıpranmış cilt dokusunun eski sağlığına kavuşmasını sağlamaktadır. 

-Kalsiyum bakımından da oldukça zengin olan fındık yağı, iskelet ve kas sistemi sağlığının korunmasını sağlamaktadır. Fındık yağı kemik yapısının onarılmasında oldukça önemli rol oynayan kalsiyumun hızlı ve verimli şekilde emilmesini sağlamaktadır. 

Fındık yağı faydaları göz önüne alındığında, bu yağ içinde bulunan vitaminlerin güçlü antioksidan özellikler sergiliyor olması kişilere oldukça fazla avantaj sağlamaktadır. Fındık yağı cilt üzerinde su tutmayı ve nem oranını arttırmayı sağlamaktadır. Fındık yağı cilt tarafından kolayca emilmekte ve bu sayede masaj yoluyla kolaylıkla uygulanabilmektedir. 

Fındık yağı saç derisine masaj yoluyla uygulanmakta, saçların nem oranını arttırarak daha canlı görünmesini sağlamaktadır. Kişiler saçlarını yıkamadan birkaç saat önce fındık yağı ile saç diplerine masaj yaparak, istedikleri etkiyi kolaylıkla elde edebilecektir. 

-Son derece popüler bir ürün olan fındık yağı faydaları arasında atlanmaması gereken en önemli noktalardan biri, bu yağın çok kuvvetli bir bağışıklık güçlendirici olduğudur. Özellikle kış aylarında tüketilen fındık yağı, vücut direncinin artmasını desteklemektedir. Ayrıca fındık yağı tüketmek ve karışım haline getirerek gargara yapmak, boğazda oluşan gıcık ve kaşıntı durumlarında büyük rahatlamalar sağlamaktadır.

Fındık yağı içinde bulunan magnezyum, faydalı mineraller, oleik asit ve potasyum temel vücut yapısı için oldukça önemlidir. İçerisinde B6 ve B2 vitaminleri de barındıran fındık yağı, sinir sistemi gibi vücudun neredeyse tüm sistemlerinin düzenli ve rutin bir şekilde çalışması açısından büyük bir rol üstlenmektedir. 

Fakat fındık yağı neye iyi gelir? sorusunun cevabını en doğru şekilde alan kişiler unutmamalıdır ki, diğer tüm doğal şifa kaynakları gibi fındık yağı da tüketilirken tüm olumsuzluklar göz önüne alınmalıdır. Özellikle alerjiye meyilli kişiler, kronik rahatsızlığı bulunanlar ve düzenli ilaç kullanan kişiler fındık yağı kullanmadan önce, mutlaka bir uzmana danışmalıdır. 

Fındık Yağı Fiyatları

Fındık yağı fiyatları, alacağınız ürün kalitesine ve miktarına göre değişkenlik göstermektedir. Artık marketlerden de kolaylıkla temin edilebilen fındık yağı fiyatları, organik fındık yağlarına göre daha ucuzdur. Fakat ürünün kalitesi ve orijinal olup olmadığı konusunda garanti vermek pek mümkün değildir. Fındık yağı, diğer yağlardan kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. Aroması, kokusu ve tadı oldukça hafif ve lezzetlidir. Aktarlardan, şifacılardan ya da fındık yağı markalarının şahsi İnternet sitelerinden temin edeceğiniz yağların, orijinal olma olasılığı marketlere göre daha yüksektir. Ayrıca fındık yağının daha uzun ömürlü olmasını ve bozulmadan kullanılabilmesini sağlamak amacı ile buzdolabında saklayabilirsiniz.

Fındık Yağı Nasıl Elde Edilmektedir?

Son derece eşsiz ve lezzetli yağlardan biri olan fındık yağı neye iyi gelir? sorusundan sonra merak edilmekte olan en popüler soru, fındık yağı nasıl elde edilir? sorusudur. Fındık yağı birçok insanın damak zevkine uyum sağlayacak lezzete sahiptir. Karadeniz bölgesinin en önemli geçim kaynaklarından biri olan fındıklar, taze taze toplanmakta ve yağ formunu daha kolay elde edebilmesi için kavrulmaktadır. Kavrulan fındıklar pres makineleri kullanılarak preslenmektedir. Soğuk sıkım yöntemi olarak adlandırılan bu uygulama sayesinde, yağ daha sağlıklı ve kaliteli bir forma kavuşmaktadır. Soğuk sıkım işlemi fındıklar kavrulmadan da yapılabilmektedir. Fındık yağı, yemekler ya da tatlılardan ziyade, cilt bakımı, saç bakımı ve genel sağlık direncinin arttırması amacı ile de kullanılmaktadır. 

Eski çağlardan beri yaygın bir şekilde kullanılmakta olan fındık yağı, içinde çok fazla mineral ve vitamin barındırmaktadır. Fındık yağını evde üretmek zorlayıcı bir işlem olacağı için kişiler güvenli ve sertifikalı kurumlardan kolaylıkla Orijinal fındık yağı temin etme şansına sahiptir. 

*Resim JolaKalmuk tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Fındık Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Isırgan Tohumu Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir /isirgan-tohumu-yagi-neye-iyi-gelir-faydalari-nelerdir/ Sun, 01 May 2022 09:13:43 +0000 /?p=3492 Isırgan Tohumu Yağı Neye İyi Gelir? Faydaları Nelerdir? Isırgan tohumu yağı neye iyi gelir? Sorusunun pek çok cevabı vardır. Önce ısırgan bitkisini tanıyarak yazımıza başlayalım ki daha sonra ısırgan tohumu yağının faydalarını...

The post Isırgan Tohumu Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Isırgan Tohumu Yağı Neye İyi Gelir? Faydaları Nelerdir?

Isırgan tohumu yağı neye iyi gelir? Sorusunun pek çok cevabı vardır. Önce ısırgan bitkisini tanıyarak yazımıza başlayalım ki daha sonra ısırgan tohumu yağının faydalarını detaylıca inceleyelim. Isırgan otu temas edildiğinde ellerde yanma ve kaşınmaya neden olan bir bitkidir. Bu yanma ve kaşınmaların nedeni ısırgan otunun içerisinde bulanan kimyasal maddelerdir. Bu kimyasal maddeler histamin, formik asit, serotonin ve asetilkolindir. Isırgan otunun yüzeyinde bulunan sivri uçlu tüycüklerin camsı bir yapısı vardır. Bu yüzden ısırgan otuna hafifçe dokunsanız bile tüycükler patlar ve içlerinde bulunan kimyasal maddeler açığa çıkarak deriye temas etmiş olur. Bu maddeler insan derisinde bölgesel olarak kızarık, şişkinlik, acı, kaşıntı ve uyuşmaya sebebiyet verebilir. Isırgan tohumu yağı neye iyi gelir sorusunun cevabı şimdi yazımızda. Keyifli okumalar.

Isırgan Tohumu Yağı Nasıl Elde Edilir?

Isırgan tohumu yağı yapılırken, doğal ortamında yetişmiş, kimyasal etkenlere maruz kalmamış doğal ısırgan tohumları kullanılır. Isırgan otlarının kendiliğinden doğal şartlarda yetişmiş tohumları kullanılarak ısırgan otu yağı elde edilir. Isırgan otunun tohumları çeşitli işlemlerden geçerek ısırgan tohumu yağı elde edilmiş olur.

Isırgan Tohumu Yağı Neye İyi Gelir?

Isırgan tohumu yağı içerisinde doğal bileşenleri bulunduran sağlıklı bir bitkisel yağdır. Özellikle deri ve cilt rahatsızlıkları başta olmak üzere birçok farklı alanda kullanılan yağ oldukça işe yaramaktadır. Isırgan otu yağı diğer bitkisel içerikli yağlarla kıyaslandığında oldukça etkili bir yağdır. Cilt sorunlarında, saç hastalıklarında ve kozmetik alanındaki çalışmalarda da yaygın şekilde kullanılmaktadır. Isırgan otu yağından yapılan şampuan ve sabun gibi saç bakımında kullanılan diğer malzemeler sağlıklı bir saç görünümü elde etmek için kullanılmaktadır.

Isırgan Tohumu Yağının Faydaları Nelerdir?

Isırgan tohumu yağının faydaları saymakla bitmez. Masaj yapılarak cilde ve saça uygulanabilir. Fakat bu yağ uçucu bir yağ olduğu için kullanılmadan önce taşıyıcı yağ çeşitleri ile seyreltilmesi daha uygun olacaktır. Bunun yanı sıra pamuk ile kompres yapılarak da kullanılabilir. Bir parça bez veya mendilin ya da pamuğun üzerine birkaç damla ısırgan tohumu yağı damlatarak, gerekli bölgeye kompres şeklinde uygulanmaktadır.

Dilediğiniz takdirde banyoya girmeden önce sıcak su dolu bir kap ya da kovanın içerisine 10 – 15 damla ekleyerek, yağın suya karışarak etki göstermesi için 10 dakika kadar beklenip sonra bu su ile yıkanabilirsiniz. Saç ve cilt bakım için üretilmiş maskelerin içine karıştırarak cilde veya saça uygulanabilmektedir. Saç kökleri üzerinde hücre yenileyici bir etki göstermesinden ötürü saçtaki dökülmelere ve yıpranmaya karşı etkili olmaktadır.

  • Isırgan tohumu yağı aynı zamanda gençlik yağı olarak da bilinir. Bunun nedeni ısırgan tohumu yağının içerisinde bulunan alfa hidroksi aksit tir. Bu asit cilde gençleştirici etkisiyle bilinir.

  • Isırgan tohumu yağı vücudu toksinlerden temizler.
  • Böbrek taşlarının oluşumunu önler.
  • Vücuttaki kan dolaşımını arttırır ve kirli kanın temizlenmesine yardımcı olur.
  • Solunum yolu sorunlarının giderilmesinde etkilidir.
  • Alerjik kökenli hastalıklara iyi gelir.
  • Kireçlenme, romatoid artrit ve de eklem ağrılarını hafifletir.
  • Gut hastalığına iyi gelir.
  • Osteoporoza karşı etkilidir ve kemik sağlığının korunmasına katkı sağlar.

 

Isırgan Tohumu Yağı Nasıl Kullanılır?

Isırgan otu yağı cilt bakımı amacıyla kullanılırken cilde sürülerek veya herhangi bir kremin içine belli bir miktar karıştırılarak tüketilebilir. Isırgan tohumu yağı cilt temizliği için dolapta bekletip soğutularak kullanıldığında çok daha iyi temizleyerek cildi kirden arındırmaktadır.
Isırgan otu yağı saç bakımı için kullanıldığında ise, ister diğer faydalı yağlar ile karıştırılarak ister de şampuan içerisine eklenerek tercihe bağlı olacak şekilde kullanılmaktadır. Isırgan otu yağını saç bakımı amacıyla kullanacaksanız özellikle saçlarınızı yıkamadan önce saç dipleri ve saç uçlarına sürülerek bekletip sonra şampuanla durulama yapabilirsiniz.

Isırgan tohumu yağ formunda değil ot olarak kullanılacaksa cilde hafif şekilde uygulanmalıdır. Isırgan otu yağı fazla etkili bir yağ olduğu için yağı kullanımından önce mutlaka alerji durumu olup olmadığı kontrol edilmeli, alerjik bünyelere dikkatli bir şekilde kullanılmalı ya da hiç kullanılmamalıdır. Isırgan tohumu yağı nasıl kullanılır genel olarak tercihe bağlı olarak değişse de doğal bir yağ olduğu için özellikle cilt ve saç için kullanılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Isırgan Tohumu Yağı Zararları Nelerdir?

Isırgan tohumu yağının kanıtlanmış bir yan etkisi ya da zararı yoktur. Yalnızca kullanacak kişinin cilt yapısı hassassa, bünyesi alerjikse dikkatli olmalıdır. Kadınların kullanmadan önce hamilelik ya da emzirme durumları varsa sadece ısırgan tohumu yağı değil kullanacakları tüm takviyelerden önce doktorlarına danışmaları ve onların izin vermediği bir şeyi kullanmamaları gerekir. Bebeklere kullanmadan önce mutlaka çocuk doktorunuza durumu bildirip görüşünü almanızı öneririz.

Isırgan Tohumu Yağı Fiyatı Ne Kadar?

Isırgan tohumu yağı nereden alınır diye merak edenler için ısırgan tohumu yağına ulaşmak çok kolaydır. Eczanelerde, aktarlarda, aromaterapi ürünleri satan yerlerde ve bazı kozmetik mağazalarında satışı yapılmaktadır. Tercih ederseniz internet üzerinden online olarak da sipariş oluşturabilirsiniz. Evinize teslim edilir. Isırgan tohumu yağı almadan önce doğal olup olmadığını sorgulamanızı ve doğal içerikleri tercih etmenizi öneririz. Fiyatlar değişkenlik gösterse de ortalama olarak bir ısırgan tohumu yağına 20 ml. boyutluambalaj boyutlarında olanlara ortalama 10 tl ile 30 tl arasında bir fiyata sahip olabilirsiniz.

*Resim JackieLou DL tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Isırgan Tohumu Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Çördük Otu Faydaları Nelerdir? Ne Işe Yarar? /corduk-otu-faydalari-nelerdir-ne-ise-yarar/ Sun, 01 May 2022 09:07:59 +0000 /?p=3485 Çördük Otu Faydaları Nelerdir? Çördük otu; çiçekleri sarı, sakızlı ve yarı çalımsı olan güçlü kökü bulunan yaklaşık 100 cm boyunda bir ot cinsidir. Tadı acı çiçekleriyse mavi renktedir. Kullanmadan önce, çördük otu...

The post Çördük Otu Faydaları Nelerdir? Ne Işe Yarar? appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Çördük Otu Faydaları Nelerdir?

Çördük otu; çiçekleri sarı, sakızlı ve yarı çalımsı olan güçlü kökü bulunan yaklaşık 100 cm boyunda bir ot cinsidir. Tadı acı çiçekleriyse mavi renktedir. Kullanmadan önce, çördük otu faydaları ve zararları konusunda mutlaka araştırma yapılmalıdır.

Çördük Otu Nedir?

Güçlü ve ağır bir kokusu olan çördük otu, yemeklerde baharat olarak kullanılmaktadır. Yağının çıkarılmasıyla kullanılan tarhana otu, solunum sistemi vb. hastalıklarında oldukça faydalıdır.

Halk arasında şifalı ot olarak bilinmekte olan çördük otu ya da bir diğer ismi ile tarhana, keskin kokusuyla dikkat çeken otlar arasında ön plana çıkmaktadır. Gıda ve kozmetik sektöründe daha ağırlıkta kullanılan çördük otu yağı çıkarılarak da kullanılır. Kendiliğinden yetişen çördük otu, yemeklere de kokusu ve tadı ile apayrı lezzet katıyor. Aynı zamanda alternatif tıpta, solunumdan boşaltım sistemine kadar, her türlü rahatsızlığın doğal ilacı olarak kullanıyor.

 

Çördük Otu Nasıl Kullanılır?

Faydaları oldukça fazla olan çördük otunun farklı kullanım yöntemleri de bulunmaktadır. Kullanım şekillerinden biri, bir bardak kaynamış suya bir tutam çördük otu koyulur. Ağzı kapatılarak 10 dakika kadar demlenmesi beklenir. Posası bir yere süzüldükten sonra bal veya limon ile tatlandırılarak kullanımı sağlanır. Çördük otu limon sıkılarak kullanıldığında faydası daha da artmaktadır. Bunun yanı sıra çördük otu, güzel bir görselliğe sahip olduğu için, süs eşyası olarak da kullanılır.

Çördük Otu Çayı Nasıl Yapılır?

Çördük otu, çay olarak da tüketilebilir. Çördük otu çayı, bir bardak su kaynatıldıktan sonra içine bir çay kaşığı kurutulmuş çördük otu eklenir. Ardından üzeri kapatılır ve 5 dakika boyunca demlenmesi için bekletilir. Demleme işleminden sonra çördük otu süzülür ve kullanıma hazır hale getirilir.

Çördük Otu Çayı Faydaları

  • Kalp başta olmak üzere; bağırsak, böbrek, göz gibi pek çok organa faydası olduğu biliniyor.
  • Kabızlığa iyi geldiği ve ishal durdurucu olarak düşünülen bu meyvenin fazla tüketilmesi ise vücuda zarar veriyor.
  • Mide sağlığını olumlu etkiler.

 

Çördük Otu Suyu Faydaları

Çördük otu suyu, kullanımı sağlandığında faydaları söz konusudur. Başlıca çördük otu suyu faydaları ise şunlardan oluşmaktadır;

  • Böbreklere oldukça fazla yararı bulunur
  • İdrar sökmede önemli rol oynar
  • Böbreklerde mevcut olan kumu ve taşı döker
  • Mide hastalıklarında oldukça etkilidir
  • Bronşit ve astım gibi akciğer hastalıklarına iyi gelir.

*Resim Annie_Bananie42 tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Çördük Otu Faydaları Nelerdir? Ne Işe Yarar? appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Kenevir Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir /kenevir-yagi-neye-iyi-gelir-faydalari-nelerdir/ Thu, 28 Apr 2022 20:11:47 +0000 /?p=3476 Kenevir Yağı Neye İyi Gelir? Faydaları Nelerdir? Kenevir yağı neye iyi gelir sorusuna cevap vermeden önce keneviri tanımak ve kenevirle ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olmak daha mantıklı olacaktır. Kenevir ülkemizde herkesin her yerde...

The post Kenevir Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Kenevir Yağı Neye İyi Gelir? Faydaları Nelerdir?

Kenevir yağı neye iyi gelir sorusuna cevap vermeden önce keneviri tanımak ve kenevirle ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olmak daha mantıklı olacaktır. Kenevir ülkemizde herkesin her yerde yetiştirmesine izin verilmeyen bir bitkidir. Yetiştirilmesi denetime tabidir. Yetiştirilme sürecinde yoğun denetimden geçer. Keneviri tanıdığımıza göre şimdi kenevir yağı neye iyi gelir sorusuna cevap arayabiliriz.

Kenevir Yağı Nasıl Elde Edilir?

Kenevir yağı, kenevir bitkisinin tohumlarından elde edilir. Kenevir tohumları yüksek basınçla soğuk şekilde preslenerek yağ elde edilmiş olur. Besinlerden yağ elde edilme sürecinde sağlıklı olan ve tavsiye edilen yöntem soğuk sıkım yöntemidir. Çünkü besinler yüksek ısıya maruz kalırsa içerisindeki yararlı besin değerlerini kaybederler. Bu yüzden kenevir yağı nasıl elde edilir ise sağlıklı olur sorusunun cevabı soğuk sıkım yöntemi ile elde edilmesi olacaktır.

Kenevir Yağı Neye İyi Gelir?

Kenevir yağının içerisinde omega-3, omega-6 gibi yağ asitleri ve çoklu doymamış yağlar bulunur. Bu sebeple de hem gıda sektöründe hem de kozmetik sektöründe sık sık karşımıza çıkar. Bu alanların yanı sıra temizlik ürünlerinin üretiminde de kenevir tohumu yağı sıkça kullanılıyor. Ama bu sektörlerde kullanılan kenevir yağı, işlenme yönteminin farklılığı sebebiyle tabii ki bizlerin evlerine giren ve tükettiğimiz kenevir yağı ile aynı değil. Bu yağ endüstriyel kenevir tohumu yağı olarak adlandırılır. Kenevir tohumu yağı, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek vücudumuzu kanserden korumaya yardımcı olur. Yapılan araştırmaların sonuçları gösteriyor ki; kenevir yağı kullanımı ile beyin, göğüs ve bilhassa akciğer kanseri üzerinde olumlu sonuçlar elde edilebiliyor.

İştahımızı kontrol altına alabilmeye yardımcı olur ve böylece sağlıklı kilo kayıpları sağlar. Diyet yaparken yaşadığımız zorlanmayı azaltarak daha iyi sonuçlar elde etmeye yardımcı olur. İçerisinde Çözünebilen lifler bulundurması sayesinde sindirim sisteminin daha düzenli çalışmasını sağlar. Bağırsaklarda bulunan vücuda yararlı bakterileri besler. Kenevir yağının içerisinde bulunan besleyiciler sayesinde cildin sağlığı içten desteklenmiş oluyor. Haliyle de içten gelen besleyicilerle destek gören cilt rahatlıkla esneyebilmeye başlıyor. Bu da kırışıklıkların ve ince çizgilerin görünümünü azaltıyor.

Kenevir Yağının Faydaları Nelerdir?

  • Kenevir yağı cildimizi bolca nemlendirir. Kenevir yağının cilde faydaları arasında cildimizin çok daha genç görünmesini sağlaması da vardır. 

  • İltihaplanmalar karşısında iyileştirici etkiye sahip olan kenevir yağı, ciltteki sivilceleri kurutur.

  • Deri üzerinde yerleşmiş egzamaların rahatsızlığını alır ve pul pul olan derinin iyileşmesini sağlar.

  • Yanık ve güneş lekelerinin tedavi edilmesine katkı sağlar.

  • Kansere karşı vücudumuzu korur.

  • Kalp sağlığını korur.

  • Kenevir yağının faydaları arasında kötü kolesterol üzerinde azaltıcı, iyi kolesterol üzerinde yükseltici etkisinin olması da vardır. Kalp sağlığımız için olumsuzluk teşkil eden rahatsızlıkları yok etmeye ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olur.

  • Vücut için yararlı Mineralleri içerir.

  • Kenevir yağı kullanımı düzenli olan kişilerde hormonları dengeler.

  • Yağ asidi ve proteinleri içerir.

  • Eklem ağrılarına iyi gelir.

  • Kenevir yağı kilo verdirir mi? Evet verdirir. İştahı azaltıcı etkisi bulunur. Kenevir yağı tatlı krizlerini bastırır ve daha uzun süre tok kalmanızı sağlar, bu sayede hızlı bir şekilde zayıflayabilirsiniz.

  • Saç kuruluğunu önler.

  • Kenevir yağı bağırsaklardaki probiyotik bakterileri besler.

  • Kenevir yağının yapısında bulunan linoleik asit yaşlanma belirtilerini geciktirir.

  • Besin kaynağıdır.

  • Kenevir yağı Özellikle et yemeyen vejetaryenler için oldukça açık kapatan bir yağdır.

  • Vejeteryanlar için önemli besin kaynağıdır,

  • Damar kireçlenmesini önleyecek değerlere sahiptir. Aynı zamanda antioksidandır.

  • Ayrıca hint kenevir yağını düzenli olarak kullanan otizm spektrum bozukluğu tanısı almış bir insanın konuşma performansında artış gözlemlendiği belirtilmiştir.

Kenevir Yağının Zararları Nelerdir?

 Her bünye birbirinden farklıdır. Bu yüzden bazı insanların cildi kenevir yağına karşı aşırı hassasiyet belirtileri gösterebilir ve alerjik reaksiyon ortaya çıkararak kişiyi rahatsız edebilir. Bu nedenle, önce cildimizin küçük bir noktasına sürüp deneyerek sonuçları gözlemledikten sonra kullanmaya başlamak daha iyi ve sağlıklı bir fikir olacaktır.

Oral yolla alınması (yutulması) durumunda en çok karşımıza çıkan yan etkisi ise sindirim sorunlarıdır. Kenevir yağını içmenin bazı bünyelerde mide rahatsızlığına, ağrıya ya da ishale neden olması olasıdır. Bu yağı kullanmaya bünyenizi nasıl etkileyeceğinizi görmek için küçük küçük dozlarda kullanarak başlayın. Örneğin, ilk günlerde yalnızca 1 çay kaşığı kadar bir miktar tüketin. Herhangi bir sorunla ya da alerjik reaksiyonla karşılaşmıyorsanız bu oranı 2 çay kaşığına kadar çıkarabilirsiniz. Ancak kullanım dozunda dikkati elden bırakmayın ve kenevir yağının zararları arasında bağımlılık yapma ihtimalinin olduğunu unutmayın.

Kenevir Yağı Fiyatı Nedir?

Kenevir yağının fiyatı oldukça değişkenlik göstermektedir. Kenevir yağı satın almaya karar verdiyseniz fiyatından önce araştırmanız gereken şey satıcının güvenilir olup olmadığıdır. Satın alacağınız kenevir yağının mutlaka güvenilir bir satıcı tarafından üretilmiş olması çok önemlidir. Bandrollü ürün almaya dikkat etmenizi öneririz. Piyasada kenevir yağı fiyatı 160 tl ile 300 tl arasında değişkenlik göstermektedir. Kenevir yağı neye iyi gelir, nasıl kullanılır gibi birçok soruya cevap bulduğumuz yazımızı burada sonlandırıyoruz. Sağlıklı günler dileriz.

*Resim Julia Teichmann tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Kenevir Yağı Neye Iyi Gelir Faydaları Nelerdir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Badem Yağı: Nedir, Ne İşe Yarar? /badem-yagi-nedir-ne-ise-yarar/ Thu, 28 Apr 2022 20:07:05 +0000 /?p=3471 Badem Yağı: Nedir, Ne İşe Yarar? Saf badem bitkisinden üretimi yapılan badem yağı bitkisi çok eski tarihlerden beri bilinmektedir. Birçok çeşitli alanda kullanılsa da en faydalı cilt bakım uygulamalarında mutlaka önümüze geliyor....

The post Badem Yağı: Nedir, Ne İşe Yarar? appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Badem Yağı: Nedir, Ne İşe Yarar?

Saf badem bitkisinden üretimi yapılan badem yağı bitkisi çok eski tarihlerden beri bilinmektedir. Birçok çeşitli alanda kullanılsa da en faydalı cilt bakım uygulamalarında mutlaka önümüze geliyor.

Vitamin çeşitleri, çinko, magnezyum ve kalsiyum açısından faydalı ve diğer yağlara oranla çok daha fazla rağbet gösteren badem yağı, acı ve tatlı olarak iki çeşitten oluşmaktadır. Tatlı badem yağı, cilt ve saç bakım uygulamalarında önümüze geliyor. 

Badem Yağı Faydaları Nelerdir?

Aklınızda, “Badem yağının cilde etkileri neler? Yüze uygulanır mı?” gibi sorular varsa, cevap olarak şu şekilde sıraya koyabiliriz;

  • Cildi nemlendirir, yumuşak ve temiz bir görüntü sağlar.
  • Cildi ölü hücrelerden temizler bu sayede capcanlı ve taze bir görüntü sunar.
  • Koyu olan göz halkalarını yok eder, kaz ayaklarına yönelik etkilidir.
  • Dudakları nemlendirerek çatlaklıkları yok eder.
  • Vücutta çatlak oluşumuna karşı etkilidir.
  • Egzama ve sedef hastalıklarının tedavi sürecinde kullanılır.
  • Güneşten gelen zararlı ışık ışınlardan korur.
  • Aşırı bronzluktan kurtulmayı sağlar.
  • Makyaj çıkartmaya yardımcı olur.
  • İçindeki A, B ve E vitaminleri sayesinde vücutta ki sivilcelerden kurtulmak için doğal tedavi işlemidir.

Tatlı Badem Yağının Saça Faydaları Nelerdir? 

  • Her şeyden daha önce tatlı badem yağı, saç dökülmesini minimum seviyeye indirmesiyle bilinir.
  • Kırık saç tellerinin onarılmasına faydalı olarak daha canlı görüntü sağlar ve bu sayede saçın sağlıklı büyümesine de etkilidir. 
  • Ölü hücreleri yok etme özelliği sayesinden kepek sorunundan kurtulmanıza yarar sağlar. 
  • Saç derisindeki yara ve iltihaplanmayı arka plana çeker.

Badem Yağı Kirpiklere Uygulanır Mı?

Uyumadan önce kirpiklerinize maskara aplikatörü yardımıyla sürebileceğiniz badem yağı sayesinde daha uzun, daha kalın ve daha capcanlı kirpiklere sahip olabilmektesiniz.

 

Badem Yağı Kaşa Uygulanır Mı?

Kimyasal tekniklere yönelmek yerine tatlı badem yağını kaşa sürmek dökülmüş veya gürleştirmeye çalıştığınız kaşlarınız için en güvenli tekniklerden biri olabilir. Biyolojik ve çevresel etkenler sebebiyle cansızlaşarak dökülen kaşları, tatlı badem yağının kıl kökünü güçlendirme etkisi sayesinde eski halinden daha sağlıklı hale getirebilirsiniz.

Önemli Not: Siz yine de uygulamadan önce doktorunuzdan bilgi almayı unutmayın!

*Resim silviarita tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Badem Yağı: Nedir, Ne İşe Yarar? appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
Gizli Şeker Hastalığı Nedir Ve Bu Rahatsızlığı Bulunanlar Nasıl Beslenmelidir /gizli-seker-hastaligi-nedir-ve-bu-rahatsizligi-bulunanlar-nasil-beslenmelidir/ Mon, 04 Apr 2022 12:56:55 +0000 /?p=3420 GİZLİ ŞEKER HASTALIĞI  NEDİR VE BU  RAHATSIZLIĞI BULUNANLAR NASIL BESLENMELİDİR    Düzenli ve sağlıklı beslenme Erken teşhis hastalığı tedavisinde önemli Gizli  şeker nedir? Gizli şeker kaç olmalı? Gizli şeker rahatsızlığının nedenleri? Gizli...

The post Gizli Şeker Hastalığı Nedir Ve Bu Rahatsızlığı Bulunanlar Nasıl Beslenmelidir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>
GİZLİ ŞEKER HASTALIĞI  NEDİR VE BU  RAHATSIZLIĞI BULUNANLAR NASIL BESLENMELİDİR 

 

Düzenli ve sağlıklı beslenme

Erken teşhis hastalığı tedavisinde önemli

Gizli  şeker nedir?

Gizli şeker kaç olmalı?

Gizli şeker rahatsızlığının nedenleri?

Gizli şekerin belirtileri

Gizli şeker rahatsızlığında beslenmenin önemi

Gizli seker rahatsızlığında tüketilmesi gereken önemli besinler

*Baklagiller

*Çorba

*Demir bakımından zengin besinler tüketilmelidir

 *Lifli Atıştırmalıklar

*Mevsiminde  tüketilmesi gereken sebzeler

*Düşük kalorili tüketmeye özen gösterin

* Ev yapımı yoğurt

*Yeşil çay

*Sarımsak

*Bol su içmeyi ihmal etmeyin

*Spor yapmayı ihmal etmeyin

 

  Gizli şeker(pre diyabet) veya diyabet  olsun, olmasın  kişiler  sağlıklı bir hayat  yaşamaları için  tüketmeleri  gereken yiyecekler aynıdır. Gizli sekerinizin  olması, sizin  diğer kişilerden  farklı bir tarzda yiyeceği yemeniz veya yememeniz anlamına gelmiyor. Burada önemli olan vücudumuzun  ihtiyacı için gerekli olan  besinlerin çeşitli yiyeceklerden sağlanmasıdır. Ancak genellikle insanlar  hasta  olduklarını öğreninceye kadar, sağlıklı beslenmek ici değil de  doymak  amacı ile canının her  istediğini sağlıksız bir şekilde  veya kendisine sunulan yemeği sağlığına uygun olup olmadığına dikkat etmeden tükettikleri için  beslenme alışkanlıklarını değiştirmek de  baya güçlük çekerler.  Bu değişim gerçekten de  kolay değildir. Zamana yayarak alışkanlıklar, tolere edilebilir. Öncelikle yapmanız gereken beslenme alışkanlıklarımızda yapmanız gereken değişikliklere sağlığınız  için en önemli ve en başta  olanlardan başlayabilirsiniz.

   Gizli şeker (pre diyabet)  rahatsızlığını pek çok kişi belki de adını dahi duymadığı Bir rahatsızlık türüdür.Toplumda bu rahatsızlık ile  pek çok kişi  mücadele ediyor. Araştırmalara göre  Türkiye’de her üç kişiden biri gizli şeker hastalığının pençesinde boğuşuyor. Hastalık kendini açık eden cinsten olmadığı için, geç farkında olunuyor ve çoğu zaman son aşamada genellikle tanı konuluyor.  

Erken teşhis hastalığı tedavisinde önemli 

  Hastalık kronikleşmeden tespit edilirse tedavisi daha kolay oluyor. Gizli şeker tanısı konulan hastalar vakit geçirmeden tedaviye  başlaması çok önemli bir durumdur. Uzman hekim eşliğinde ilaçların düzenli kullanılması ve doğal beslenerek hastalık tedavi edilebilir.

 

Gizli  şeker nedir? 

 Gizli şeker  (pre diyabet) bir  şeker hastalığı türüdür. Fakat bu hastalık, şeker hastalığı kabul edilmez. Hastanın şeker ölçümü yapılır ve  olması gerekenden  kan şekeri daha fazla çıkar. Fakat bu oran şeker  (diyabet) şeker hastalığı  teşhisi için düşük bir orandır. Şeker hastası olmasalar bile   Bu tip rahatsız olanlar şeker hastalığı için en büyük adaylar arasındadır. Gizli şekeri olanlar dikkat etmezler ve  tedbir almazlarsa bir süre sonra Tip 2 diyabet hastası olabilirler. Sağlık açısından kritik eşikte bulunuyorlar.  Daha büyük sağlık sorunları yaşamamaları için bir an önce hastalığa  müdahale edilmelidir. 

Gizli şeker kaç olmalı?

 Kanımızda  dolaşmaya başlayan  insülin, şekerin hücrelere dağılmasını sağlayarak kanın  şeker oranını dengeler. Kandaki şeker oranı normal  düzeye gelince  pankreas insülin salgılamayı azaltmaya başlar. Pre-diyabetiklerde (gizli şeker)  pankreas çalışmasında bozulmalar meydana gelebilir. Pankreas işlevini bir süre sonra yerine getirememeye başlar  ve insülin salgılayamaz. Kanda şeker giderek  birikmeye başlar. Hastalığın tespiti için ölçümlerde açlık kan şekeri 100 ile 124 mg/dl  olmalıdır. Tokluk kan şekeri ise 140 ile 199 mg/dl arasında ise gizli şekil olarak adlandırılmaktadır. Uzman hekimler  bireyde gizli şeker varlığını tespit edebilmek ve tanı koyabilmek  için iki tür  yöntemi  uygularlar. Bunlar biri  olan açlık kan şekeri testi, diğeri de oral glikoz tolerans testidir (OGTT). Her iki yöntemin uygulanabilmesi  için 10 ile 12 saatlik bir açlık süresi gereklidir. İlk olarak  kişi  açken kanı alınır ve  şeker ölçümü yapılır. İkinci yöntem de ise  glikoz(şeker ) bakımından  zengin bir içecek içirilir. 2 saat bekletilir ve  tekrar kanı alınarak ölçüm yapılır.

Gizli şeker Rahatsızlığının nedenleri

Genetik faktörler

-Fazla kilo ve Obezite

-Hareketsiz yaşam tarzı

-Ailede  diyabet  hastalığı olanlar

-Sağlıksız beslenme

-Hazır gıda

– Yüksek kan basıncı

– Yüksek kolesterol

 Gizli şekerin belirtileri

  Gizli şekerin belirtileri; diyabet (şeker) hastalığı ile aşağı-yukarı belirtileri aynıdır. Birbirinden ayırmak oldukça zordur. Çünkü gizli  şeker ile diyabet arasında ince bir çizgi vardır.  Genel olarak belirtileri şu şekilde  gerçekleşir:

 *Sık sık susama

 *Sık idrara çıkma

 *Ani açlık krizleri

 *Kısa sürede çok  kilo kaybetmek

 *Genel yorgunluk

  *Tansiyonda yükseliş ve düşüşler

 *Strese ve kaygı durumu

* Cildin renk değiştirmesi 

Bu gibi belirtiler sizde de görülüyorsa  vakit kaybetmeden hastaneden (dahiliye bölümünden) randevu alıp bir uzmana görünün.

Gizli şeker rahatsızlığında beslenmenin önemi 

  Bu hastalıkla mücadele de  beslenme çok önemli faktör ve kesinlikle uzmanlardan yardım alınmalıdır.  Bir diyabet programı uygulanmalıdır. Beslenirken   temel öğünler kesinlikle atlanmamalı ve ara öğünler de yer verilmelidir. Gizli şeker rahatsızlığında  sık sık açlık  atakları görülür. Gizli şeker tedavisinde kan şekerini dengelemek için sağlıklı beslenme önerilerine uyulmalı ve bu alışkanlığın kazanılması çok önemlidir. Gizli şeker rahatsızlığı olmayan bireylerde olduğu gibi gizli şeker hastaları da  yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmeli ve öğrendiklerini günlük yaşamda geçirmesi  sağlıklı bir yaşamın için çok önemli bir  temel oluşturur. Gizli şeker (pre diyabet) tedavisinde beslenmeye dikkat etmek   çok önemlidir. Sağlıklı ve dikkatli beslenerek kan şekeri düzeyini normal sınırlar seviyesinde kalmasını sağlanır. Kısa veya uzun vadede  meydana gelebilecek  sağlık problemlerini  önlemek veya bir süre daha  geciktirmektir. Gün içinde beslenmelerimizde tüketmemiz gereken öğün ve ara öğün sayısı   hastalığın   tipi ve derecesine, aldığınız tedaviye, yaptığınız aktiviteye göre  ve o andaki kan şekerine bağlı olarak değişebilir. Herhangi bir yiyeceği içeceği  sınırsız  yemeyi asla  düşünmeyin. Sağlıklı beslenme ve sağlıklı bir yaşam için  dengeli beslenin.  Azı karar çoğu zarar.

Gizli seker rahatsızlığında tüketilmesi gereken önemli besinler 

Baklagiller

  Gizli şekere karşı önemli besinlerden biri  biri Baklagillerdir.  Baklagiller (mercimek,bezelye, fasulye ,nohut vb…) lif oranı bakımından yüksektir. Bu besinleri düzenli olarak tüketmek, uzun süre tokluk hissi sağlar. Açlık krizi önlenmesinde ve kan şekerinden dengelenmesinde  baklagiller mucize gibi bir besindir.   B vitamini açısından da oldukça zengindir. Besleyici yönü  oldukça yüksek olan baklagiller protein ihtiyacını giderme de önemli. Yüksek oranda tüketseniz dahi sağlığınıza zarar vermez. Kolesterol içermez, mide dostudur. Bunların yanında çinko, demir selenyum,kalsiyum ve magnezyum bakımından da oldukça zengindir.

Çorba

  Şeker hastalığı olanlar günlük sıvı alımına dikkat etmesi gerekiyor. Ana öğünlerde  çorba tüketmek su ihtiyacını gidermek önemlilik arz eder.  Çorba çeşidi bakımından oldukça zengin olan Türk mutfağı gizli şeker için  sağlık ve beslenme şeklidir. mercimek,yoğurtlu çorba,tarhana,domates tavuk çorbası vb… hepsi birbirinden zengin İçeriğe sahip sağlıklı besinlerdir. 

 Lifli Atıştırmalıklar

 Kan şekerinin düşmesini engellemek için lif içeren atıştırmalıkları tavsiye edilir. Ara öğünlerde lif  içeren besinler, yiyecekler açlığın  önlemede iyi bir seçim olacaktır.  Lifli gıdalar diyabet önlemede, kanser ve  kalp hastalıklarına karşı önemli koruyucudur.  Lifli gıdalar diyetlerde  de mutlaka olması gerekiyor. dengeli ve sağlıklı bir yaşam için yüksek gıdalar hayatınızdan çıkarmayın bu kadar yalnızca hastalar için herkesin tüketmesi gereken önemli besinlerdir

Demir bakımından zengin besinler tüketilmelidir 

 Demir içeren besinler diyabet ve gizli şeker tedavisi önemli besinlerdir. Bu besinler yeşil mercimek, kırmızı et ve kuruyemiş iyi bir demir kaynağı olan besinler. Demir içeren besinlerin   önemli görevi insan vücudunda oksijene taşımasıdır. Vücudumuzdaki kırmızı kan hücrelerinin üretilmesinde taşınmasına Demir vitamini önemli görevi üstlenir. Demir eksikliği durumunda vücut yeterli seviyede kan hücreleri üretemez.  Başta bağışıklık sisteminin zayıflamasına,   ardından da  üzere birçok hastalığa davetiye çıkarabilir. Demir eksikliği sonucu sık sık  acıkma   yorgunluk ve en sonunda (annemi) kan eksikliği rahatsızlığına dönüşebilir. Vücutta önemli yapı taşlarından biri olan demir mineralinin tüketmeye özen gösterin. Diyet diyet yapıyorsanız mutlaka listenize demir minerali  içeren besinler bulunsun.

Mevsiminde  tüketilmesi gereken sebzeler

  Gizli şeker veya şeker hastalığı rahatsızlığınız varsa sebze tüketimini  öğünlerinizden  eksik etmeyin. Sebzeler vitamin ve mineral bakımından oldukça zengin bir besin öğeleridir.   A,B,C,kalsiyum potasyum, demir, magnezyum posa ve antioksidan bakımından sebzeler zengindir. İhtiyacınız besinleri tercih ederek sağlığınıza önemli katkılarda bulunabilirsiniz. 

Sebzelerin önemli faydaları

 *Hücre yenilenmesini sağlar ve dokuları onarır. 

* Doygunluk hissi oluşturur

 *Tansiyon, kanser, diyabet   gibi önemli hastalıklara karşı korur 

*Bağırsak florasını korur

 Farklı sebzeler tüketmek değişik besin öğeleri içerdiği için sağlık açısından önemli katkılar sağlar. Sağlıklı bir yaşam için  farklı türde ve renklerde sebze tüketmeye çalışın. 

 

Düşük kalorili tüketmeye özen gösterin

  Gizli şeker hastalığı olanlar düşük kalorili besinler tüketmeye dikkat etmesi gerekiyor. Bulgur öğünlerde iyi bir tercih olacaktır.  Hem sağlıklı bir besin, hem de kiloya sebep olmaz. Beyaz unlu gıdalar tercih etmek yerine, esmer veya tam tahıllı besinleri  tüketmeye çalışmak daha iyi bir tercih olacaktır. Düşük kalorili tahıllar hangi zengin ve ucuz bir protein kaynağıdır. Bazı tahıllar Önemli ölçüde lif,  flot zengin derecede demir magnezyum ve D vitamini içerir.

 Ev yapımı yoğurt 

 Doğal yoğurt(ev yapımı)kalsiyum, fosfor ve protein gibi önemli besin öğelerini içeren bir besindir. Yoğurt gizli şeker ve diyabet hastalığı için tüketilmesi gereken önemli yiyeceklerdir. Yapılan araştırmalara göre günlük olarak bir kase yoğurt Tip 2 diyabet riskini önemli derecede azalttığı görülmüştür. Diyabet hastaları ana öğünlerde  mutlaka yoğurt tüketmelidir.  Ara öğünlerde de  veya açlık krizine girdiğinde  de tüketebilirsiniz.

Yeşil çay 

 Uzmanlara göre  şekersiz olarak tüketilen yeşil çay önemli derecede antioksidan içerir. Antioksidanlar bağışıklık sistemini korur ve kan şekerini ayarlar.  Gün içerisinde yaşanacak kan şekeri düşmesini  engellemeye  yardımcı olur. Dengeli bir kan şekeri için gün içerisinde birkaç fincan tüketilmelidir.

Sarımsak 

  Sarımsak kan basıncını  düzenleme de etkin rol oynar.  Bu nedenle gizli şeker hastalarının sıklıkla tüketmesi   gereken bir besindir. Her ne kadar kokusundan dolayı uzak durursa da rahatsızlığı bulunanlar kokusunu aldırmadan veya çalışıyorlarsa mesai saatlerinin olmadığı zamanlar tüketmelidir.

Bol su içmeyi ihmal etmeyin 

 Sağlıklı bir birey günlük bir buçuk ile iki litre arasında su içmelidir. Bazı uzmanlara bu oran  daha fazla  veya su tüketimi kilonuza göre ayarlanmalıdır.  Doğru bir şekilde su tüketmek sağlık açısından çok önemlidir.  Su hücrelerin yenilenmesini ve metabolizmanın düzenli çalışması gibi  önemli görevleri vardır. Suyun  şeker hastalıkları için  daha önemli, gizli şeker bulunanlar sık sık susama hissi yaşar.  Düzenli su tüketmek kan şekerinin dengede tutar.

Spor yapmayı ihmal etmeyin 

  Spor yapmadan  önce uzman hekime danışmaya unutmayın. Çünkü yapacağınız spor türü süresi ve temposu önemlilik teşkil ediyor. sağlık açısından öncelikle kan sekeri ölçülmeli.   Rahatsızlığı bulunanlar 30 dakikalık hafif tempolu,  orta şiddette egzersiz sağlığımız açısından faydalı olacaktır.    Egzersiz öncesi ısınmak ve ağır spordan uzak durmak gerekiyor.

*Resim Steve Buissinne tarafından Pixabay‘a yüklendi

The post Gizli Şeker Hastalığı Nedir Ve Bu Rahatsızlığı Bulunanlar Nasıl Beslenmelidir appeared first on Sağlıklı yaşam için besinlerin sırları nelerdir keşfedin.

]]>