Çiçekli bir iki yıllık olan dul avrat otunun bilimsel adı Arctium lappa ‘dır. Bitkinin yaprakları ve kökü sağlığa olan etkileri sebebiyle önemlidir. Büyük dulavratotu kökleri, kök sebzesi olarak mutfak tüketimine uygundur, kurutulmuş yaprak ve tohumları ise dul avrat otu yağı yapımında kullanılabilir. Günümüzde eczanelerde veya internette bitkinin besin desteği olarak kapsüllerini veya kremlerini bulabilirsiniz. Sağlık amacıyla çayının, yapraklarının, tohum ve köklerinin kullanımı yaygındır.
Papatyagiller familyasından olan dulavrat otu, yol kenarlarında yetişir. Dayanıklı bir bitkidir, nemli bölgelerde yetişir. Orta, Kuzey ve Doğu Anadolu’da yetişir. Uluavratoğlu, pıtrak, dulkarıgömleği, hamınyaması diğer atlarıdır. Avrupa, Kuzey Asya ve Kuzey Amerika’da da yetişir.
Latince adı Arctium lappa olan, en çok İngilizce Greater Burdock adıyla tanınan dulavrat otu, Bileşikgiller (papatyagiller) familyasının çeşitlerinden biridir.
Kuru dulavrat otu, detoks niteliğinde bir bitkidir. Bir yıllık kuru kökler artık şifalı bitki konumuna gelmiş sayılırlar. Bu kökler, idrar söktürücü, terletici ve kan temizleyici olarak kullanılır. Kadınları meme kanserine karşı koruyan Essiac çayının içerisinde de bulunur. Yağının yumuşatıcı etkisi nedeniyle, bazı kozmetik ürünler ile saç bakım ürünlerinde de kullanılır.
Kuvvetli bir idrar söktürücüdür. Mikropları öldürür, ateş düşürücü ve kan temizleyici olarak bilinmektedir. Bunların dışında anokresiya nervoza, gastrointestinal ( mide ve sindirim, Gİ ) şikayetleri, eklem ağrıları,gut hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları, sifiliz ( frengi: cinsel yollarla bulaşan tehlikeli bir hastalık ) komplikasyonları, akne, sedef gibi cilt hastalıklarını tedavi etmek için kullanılmıştır. Bunların dışında; yüksek kan basıncı, (arteryoskleroz), “damar sertliği” ve karaciğer hastalığı için kullanılmaktadır. Bazı kültürlerde cinsel dürtü artırmak için dulavratotu kullanıldığı bilinmektedir.
Geleneksek kullanımda; sedef, akne, egzema gibi deri sorunlarında dulavratotunun yapraklarından elde edilen lapa sorunlu bölgeye konularak iyileştirilmesi amaçlanmıştır.
Yine romatizmal sorunlar için geleneksel kullanımda; iri yaprakların tüylü olan alt kısımları ağrılı bölgeye temas edecek şekilde konulup sarılarak gün veya gece boyu bekletilmesiyle şifa aranmıştır.
Dulavrat otunun en çok bilinen faydası kanı temizlemesidir. Lenf ve kan sistemi üzerinde etkilidir. Kanda oluşan bakteri ve virüsler ile ağır metalleri temizlediğine inanılır.
Dulavrat otunda; inülinin dışında, östrojen hormonu içeren lignanlar, sülfür içeren bileşikler ve polifenoller de bulunmaktadır. Dulavrat otu, harici olarak sedef, akne ve diğer cilt hastalıklarında da büyük yarar sağlamaktadır.
Yüzyıllar önce Çinliler, bu bitkinin kökünü başka bitkilerle karıştırarak; kızamık, bademcik iltihabı ve grip gibi hastalıkların tedavisinde kullanmışlardır.
Kalıcı ve geçici olarak romatizmaya bağlı ağrıların hafifletilmesinde kullanılır. Günlük tedavide bitkinin taze ve iri yapraklarının tüylü kısmı ağrıyan bölgeye konulup, bir bez ile sarılır. Sargı gece boyunca kalır. Kalıcı tedavide ise bitkinin yapraklarından lapa hazırlanır. Lapa düzenli olarak ağrıyan bölgeye uygulanır.
Dulavrat otunun içinde bulunan inülin; kolondaki faydalı bifidobakterilerinin gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Yapılan araştırmalar; özellikle Batı ülkelerinde inülin gibi nişasta içermeyen polisakkaritlerin tüketiminin son 20 yıl içinde düştüğünü, dolayısıyla kolon kanseri ve kalp-damar hastalıklarında artış olduğunu gösteriyor. Ayrıca inülinin tokluk hissinde ve sindirim sisteminin düzenlenmesi üzerinde de faydalı etkileri vardır.
Tedavisi oldukça zor olan sedef ve egzama hastalıklarına iyi gelir. Bu hastalıklarda başarılı sonuç almak için uygulamaya hasta iyi leştikten sonra da bir süre devem edilir. Akne, sivilce ve yara tedavisinde de dulavrat otundan faydalanılır. Cilt hastalıkları için dulavrat otundan hazırlanan lapa, sorunlu bölgeye uygulanır.
Saç bakımı kadınların ve erkeklerin ortak sorunlarından biridir. Özellikle saç derisinde oluşan kepeklenme sık karşılaşılan problemlerden biridir. Dulavrat otu saçların kepeklenmesinin önüne geçer. Aynı zamanda saçları güçlendirerek dökülmesini engeller ve gürleştirir. Saçlar için dulavrat otu yağı kullanılır.
Kabızlığın çözümlerinden biri de dulavrat otudur. Dulavrat oltu ile hazırlanan çay dışkılamayı kolaylaştırır. Kabızlık dolayısı ile oluşan şişkinliği geçirir. Dulavrat otunun müsil etkisi müsilin kendisi kadar yoğun değildir. Hafif bir etki gösterir ve rahatsız edici olmaz.
Beslenme, stres ve çevre koşullarına bağlı olarak vücutta toksinler birikir. Toksinler ise zamanla halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk gibi olumsuz etkileri de beraberinde getirir. Terleme toksinleri vücuttan uzaklaştırmanın yollarından biridir. Terleme miktarını artırarak vücuttan zararlı toksinlerin atılmasını kolaylaştırır. Toksin atılması vücudun rahatlamasına neden olur. Terlememe problemi olan kişiler, dulavrat otu kullanarak terlemeyi sağlayabilir.
Mide iltihabı kısaca mide çeperinde zararlı mikroorganizmalar yüzünden enfeksiyon oluşmasıdır. Tekrar edicidir ve doğru tedavi edilmesi gerekir. Midede oluşan iltihapların tedavisinde yardımcı olarak dulavrat otu çayı tüketilir.
Kadınların en büyük sorunlarından biri de bacaklarda oluşan selülitlerdir. Selülit yaşa ve kiloya bağlı olmaksızın her kadında görülebilir. Kozmetik olarak kötü bir görüntü ortaya çıkarır. Selülit oldukça dirençlidir. Geçirilmesi zor ve uzun bir süreç ister. Dulavrat otunun selülit tedavisine iyi geldiği bilinir.
*Resim Goran Horvat tarafından Pixabay ‘a yüklendi