Sarımsağın Faydaları nedir?
Sarımsak (Allium sativum L.) medikal özelliklerinden dolayı yüzlerce yıldır kullanılmasına rağmen son yıllarda yapılan araştırmalar sarımsağın sağlık üzerine etkilerine yoğunlaşmıştır. Sarımsak antibakteriyel, antifungal ve antimikrobiyal özelliklerinin yanı sıra dolaşım ve bağışıklık sistemi yararlarına etkileri ile de geniş spektrumlu bir sebzedir. Bu ürünün, birçok ülkede sakinleştirici, antibiyotik, kadın hastalıkları, deri hastalıkları tedavisi, ağrı kesici, solunum ve sindirim sistemleri rahatsızlıklarında, afrodizyak, kalp damar rahatsızlıkları ve anti kanserojen özelliğinden dolayı günlük beslenme programlarında yer almasının önemi ve gerekliliği son yıllarda çok daha fazla vurgulanmaktadır.
Sarımsak içerik bakımından başında % 84.09 su, .38 organik madde, %1.53 inorganik madde içerir. İçeriğinde ayrıca, 33 çeşit kükürt bileşiği, 17 çeşit aminoasit (bunlara vücut tarafından doğrudan sentezlenmeyip, gıdalarla alınması gereken aminoasitlerin tümü dahildir), germanyum, çinko, A, B1 ve C vitaminleri bulunmaktadır.
- Akciğer kanseri riski Çin’de yürütülen bir araştırmaya göre, 7 yıllık çalışma döneminin sonucunda elde edilen verilere göre, haftada en az iki kez çiğ sarımsak tüketenlerin, akciğer kanserine yakalanma riskinin yüzde 44 daha düşük olduğu bildirildi. Ayrıca, sarımsakta bulunan organo-sülfür bileşikleri, bir tür ölümcül beyin tümörü olan glioblastomlarda hücrelerin yok edilmesinde etkili olarak tanımlanmıştır.
- Kalp Hastalığı için sarımsak Kalp hastalıkları dünyada en önemli sağlık sorunlarından biridir bunu kanser takip etmektedir. Sarımsak, hem önleyici bir madde hem de ateroskleroz, hiperlipidemi, tromboz, hipertansiyon ve diyabet dahil olmak üzere birçok kardiyovasküler ve metabolik hastalığın tedavisi olarak yaygın bir şekilde kabul edilmiştir. Sarımsak yararları ile ilgili deneysel ve klinik çalışmaların bilimsel bir incelemesi, genel olarak, sarımsak tüketiminin hem hayvan hem de insan çalışmalarında önemli kardiyoprotektif etkilere sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Muhtemelen sarımsağın en şaşırtıcı özelliği, arterlerdeki plak birikimini ortadan kaldırarak erken kalp hastalığının tersine çevrilmesine yardımcı olduğu göstermiştir.
-
Diyabetik komplikasyonları önler
- Kanda adiponektin (yağ hücrelerinin salgıladığı bir hormon) seviyesi azaldığında tip 2 diyabet ve kardiyovasküler problemler artış göstermektedir. Sarımsak kandaki adiponektin seviyesini arttırır ve açlık kan şekeri seviyesini düşürür.
- Ateroskleroz ve nefropati gibi diyabet komplikasyonlarını önlemeye yardım eder.
- İnsülin direncini azaltmada etkilidir.
- Sarımsak yağı diyabet hastalarının kardiyomiyopatiden (anormal genişleyen veya sertleşen kalp kası hastalığı) korunmasına yardımcı olabilir.
-
Anti-bakteriyeldir ve a nti-mikrobiyaldir
İçeriğinde bulunan sülfür bileşikleri sayesinde antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Dialil sülfit, Campylobacter bakterisi nedeniyle oluşan bağırsak enfeksiyonlarının tedavisinde etkilidir. Sarımsak ekstraktı, yaygın olarak kullanılan antibiyotiklere karşı dirençli olan 7 patojen bakterinin gelişimini engeller. Allisin bileşiği sıtma hastalığı parazitlerine karşı etkilidir.
- Enfeksiyonlar Sarımsak bakteri, maya, mantar, parazitler ve virüsler üzerinde antimikrobiyal etkiye sahiptir. Sarımsaktaki allisin ve kükürt içeren bileşikler, mikroplarda DNA, RNA ve protein üretimini inhibe eder.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir Hayvan ve hücre temelli çalışmalarda, sarımsak özü, glutation’u artırarak beyaz kan hücrelerini (lenfositler, makrofajlar, monositler ve nötrofilleri) uyarır. Beyaz kan hücreleri, enfeksiyonlara karşı koruma sağlayan immün hücrelerdir, glutation ise, immün hücreleri serbest radikallerden koruyan bir antioksidandır.
- VÜCUDUN DEMİR DENGESİNİ KORUR Sarımsağın faydaları alanında yapılan bazı yeni çalışmalar, sarımsağın demirin vücut tarafından metabolize edilmesine yardımcı olduğu yönünde sonuçlara sahip. Hücrelerde bulunan demirin, hücreden ayrılıp tekrar dolaşıma dönmesi için köprü işlevi gören “ferroportin” adlı protein miktarı düzenli sarımsak tüketilerek arttırılabilir.
- CİNSEL YAŞAMA FAYDALARI Sarımsak, pekçok kültürde afrodizyak olarak bilinir. Bedeni daha fazla nitrik oksit üretmeye teşvik eden sarımsak, kolestrolü azaltıp kan basıncını artırır. Bu özelliği ile viagradan daha etkili olduğu söylenir.
- Kolesterol düzeylerini iyileştirir Sarımsak, toplam ve LDL kolesterolü düşürebilir. Yüksek kolesterolü olanlarda, sarımsak takviyeleri toplam ve / veya LDL kolesterolü yaklaşık% 10-15 oranında azaltır. LDL (“kötü”) ve HDL (“iyi”) kolesterol spesifik olarak bakıldığında sarımsak LDL’yi düşürür fakat HDL üzerinde hiçbir güvenilir etkisi yoktur. Yüksek trigliserit düzeyleri, kalp hastalığı için bilinen başka bir risk faktörüdür, fakat sarımsak trigliserit düzeyleri üzerinde önemli bir etkiye sahip görünmemektedir
- Yüksek tansiyon için sarımsak İlginç bir fenomen olarak sarımsağın yüksek tansiyonun kontrol edilmesine yardımcı olduğu anlaşılmıştır. Yapılan bir çalışma, sarımsak ekstraktının antihipertansif ilaç kullanan ve halen kontrolsüz hipertansiyona sahip insanlar için ek tedavi olarak etkisini araştırmıştır. Sarımsak, bir kez daha çok etkili olduğunu gösterdi. Çalışma, “kontrol edilemeyen” kan basıncı olan 50 kişiyi değerlendirdi. Üç sene boyunca günlük dört sarımsak ekstresi almak, kan basıncının ortalama 10 puan düşmesine neden oldu.
-
Mantarlar enfeksiyonlarına karşı etkilidir
Sarımsak mantar lezyonlarının çoğalmasını engeller ve kaşıntıyı hafifletir. Özellikle tırnak altına yerleşmiş mantarlar için en etkili yöntemlerden biridir.
- Ayak tırnağı mantarı tedavisinde: Mantar ılık ve nemli bölgelerde büyür. Mantardan etkilenen bölgeye ılık, nemli, temiz bir bezle kompres yapın. Bu, gözenekleri açar ve mantarı yüzeye çeker. Böylece tedavi daha etkili olur. Daha sonra iki diş ezilmiş sarımsağı ve 2 yemek kaşığı zeytinyağını karıştırın ve enfekte ayak tırnağına bu karışımı uygulayın, bir bandaj ile ayak parmağınızı kapatın. Birkaç saat bu şekilde bekleyin ve daha sonra yıkayın. Bu işlemi şikayetiniz geçene kadar tekrarlayın.
- Kalbi korur Sarımsak, kalbimizi kalp krizi ve ateroskleroz gibi kardiyovasküler sorunlara karşı korur. Bu kardiyo koruyucu özellik, çeşitli faktörlere bağlanabilir. Yaşla birlikte, arterler gerilme yeteneğini kaybetme eğilimindedir. Sarımsak bunu azaltmaya yardımcı olabilir ve kalbi serbest oksijen radikallerinin zararlı etkilerinden koruyabilir. Sarımsaktaki kükürt içeren bileşikler ayrıca kan damarlarımızın tıkanmasını önler ve ateroskleroz gelişimini yavaşlatır (arterlerin sertleşmesi). Ajoenin pıhtılaşma önleyici özellikleri kan damarlarının içinde pıhtıların oluşmasını önlemeye yardımcı olur.
- Beyin kanseri Sarımsakta bulunan organo-kükürt bileşiklerinin, bir tür ölümcül beyin tümörü olan glioblastomalardaki hücrelerin tahrip edilmesinde etkili olduğu tespit edilmiştir.
- Hipertansiyonu azaltır Sarımsak, genellikle yüksek tansiyon düşürücü olarak kullanılan bitkisel bir maddedir. Yüksek basınç seviyelerine maruz kaldığında, vücutta nitrik oksit olarak bilinen bir madde kan damarlarını gevşetir ve dilate olmalarına neden olur. Ayrıca trombosit agregasyonunu azaltarak tromboza karşı savaşır.
- Potansiyel olarak güçlü bir antibiyotik Antimikrobiyal Kemoterapi Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre, sarımsak içindeki bir bileşik olan dialil sülfit’in, bağırsak enfeksiyonlarının en yaygın nedenlerinden biri olan Campylobacter bakterisi ile mücadelede kullanılan iki popüler antibiyotikten 100 kat daha etkili olduğu görülmüştür.
- Alzheimer’in & Demansı önler Çiğ sarımsağın antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleri, bunama ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların önlenmesine yardımcı olur.
- Alkol kaynaklı karaciğer hasarı Alkol kaynaklı karaciğer hasarı, alkollü içeceklerin uzun süreli aşırı tüketilmesinden kaynaklanır. Çin Halk Cumhuriyeti, Toksikoloji Enstitüsü, Toksikoloji Enstitüsündeki bilim adamları, sarımsak kaynaklı organosülfür bileşiği olan dialil disülfidin (DADS),etanol ile uyarılan oksidatif strese karşı koruyucu etkilerinin olup olmadığını araştırmak istemişlerdir. Çalışmaları Biochimica ve Biophysica Acta’da yayınlandı. Araştırmacılar, DADS’nin etanol kaynaklı karaciğer hasarına karşı korunmaya yardımcı olabileceği sonucuna vardı.
-
Soğuk algınlığı ve gribe karşı etkilidir
Sarımsakta bulunan allisin gibi bileşikler soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı çok etkilidir. İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırmada bir gruba sarımsak takviyesi, diğer gruba plasebo verilmiş ve sarımsak takviyesi alanlarda daha az soğuk algınlığı ve grip gözlenmiştir. Birkaç diş sarımsağı suda kaynatıp içmek, grip hastalığının tedavisinde etkilidir. Terletici etkisi ile ateşin düşürülmesine ve öksürüğe karşı faydalıdır.
- Kolesterol seviyelerini düşürü r Yine allisin bileşiği bakımından zengin olan çiğ sarımsak, LDL (kötü) kolesterolü etkili bir şekilde önler. Bazı araştırmalar çiğ sarımsak tüketen sıçanlarda kolesterol ve trigliseritlerde azalma olduğunu göstermektedir. Ancak, bu noktada, kesinlik belirtecek kadar araştırma yoktur.
- Nöroprotektif özellikler Çiğ sarımsağın antioksidan ve antienflamatuar özellikleri gelecekteki nörodejeneratif hastalıkların önlenmesine yardımcı olabilir.
- Ağır metal zehirlenmesini önler Yüksek doz sarımsak, ağır metallerin neden olduğu organ hasarını önleyebilir. Bu bitkideki kükürt bileşikleri kandaki kurşun seviyelerini büyük ölçüde azaltır. Ek olarak, baş ağrıları ve tansiyon gibi toksisite belirtilerini de önler. Bu bitkideki kükürt, kandaki demir ve çinkonun daha iyi emilmesine yardımcı olur.
- Yaraları iyileştirir Sarımsak, enfekte yara için etkili bir bitkisel ilaç görevi görür. Anında bir rahatlama sağlamak için enfekte olan bölgeye 2 adet ezilmiş sarımsak yerleştirin.
- Diş çürümesini önler ve ağız enfeksiyonlarını tedavi eder Sarımsak, diş çürümesine neden olan diş plağı bakterileri üzerinde antibakteriyel etkilere sahiptir. Sarımsak ayrıca periodontitis, pamukçuk ve bğaz enfeksiyonları iyileştirir. Sarımsak, antibiyotiklerle birlikte ilaca dirençli bakterileri tedavi etmek için kullanılabilir. Sarımsaktaki allisin, bakterilerin hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları kükürt içeren enzimleri inhibe ederek bakterilere karşı savaşır.
- Diyabet Sarımsak insülin salınımını arttırır ve şeker hastalarında kan şekeri seviyesini düzenler.
- Sindirimi artırır Diyetinize günlük çiğ sarımsak eklemek, sindirim sorunlarının ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Sarımsak iyi sindirim için bağırsakların normal işleyişinde yardımcı olur. Mide kanalının iltihaplanması veya tahrişi bile bu bitki kullanılarak azaltılabilir.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir Sarımsak, oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olan ve DNA hasarını önleyen ve böylece bağışıklığı güçlendiren filokütlilere sahiptir. Ayrıca, sarımsak yorgunluğu azaltır, enerji ve uzun ömürlülüğü artırır.
-
Saç dökülmesine karşı etkilidir
Sarımsak jeli, saçkıran olarak bilinen alopesi areata hastalığının tedavisinde kortikosteroid (adrenal bezlerden salgılanan bir hormon) kullanan insanlar üzerinde denenmiş ve hindistancevizi yağı ile birlikte uygulanmasının faydalı olabileceği gözlenmiştir. Ayrıca saç derisine sarımsağın yağıyla masaj yapmak saç dökülmesi ni önleyebilir.
- Göz sağlığı Sarımsaktaki besin açısından zengin selenyum, kuersetin ve C vitaminlerinin hepsi göz sağlığına katkı sağlar, göz enfeksiyonları ve inflamasyonun giderilmesine yardımcı olur.
- Kulak ağrılarını hafifletir Sarımsak, antiviral, antifungal ve antibiyotik özelliklerine bağlı olarak, ketonları ve kulak enfeksiyonlarını tedavi etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır.
- Akneyi önler Sarımsak, bal ve zerdeçal gibi diğer maddelerle birlikte, akne izlerini tedavi etmek ve aknenin başlangıcını önlemek için kullanılabilir. Sarımsak, etkili bir cilt temizleyici ve birçok cilt rahatsızlığının tedavisine yardımcı olan bir antibiyotiktir. Ayrıca, hücre sentezinde, UV ışınlarına karşı korunmada ve yaşlanmayı geciktirmede de yardımcı olur.
-
Yaşlanmayı geciktirir
Yapılmış olan pek çok bilimsel araştırma, sarımsağın genlerimizi etkilediğini ve DNA diziliminde hücre yıkımını önleyerek yaşlanmayı geciktirdiğini göstermiştir. Stres, üzüntü, hareketsizlik hücre yıkımını arttırken bu şifalı bitki yıkımı azaltır.
- Beyin kanseri: Sarımsakta bulunan organo-kükürt bileşikleri, ölümcül bir beyin tümörü olan glioblastoma tedavisinde olumlu sonuçlar vermiştir.
- Kolon kanseri: Çok sarımsak tüketen kadınlar, az tüketenlere kıyasla distal kolon kanserinde % 50 daha düşük risk altındadır.
- Özefagus ve mide kanseri: Sarımsağın ve çeşitli soğan türlerinin sık tüketimi özefagus ve mide kanseri risklerini azaltır.
-
Prostat ve pankreas kanseri:
Sarımsak ve yeşil soğan tüketimi özellikle prostat kanseri riskini P, pankreas kanseri görülme riskini ise T azaltabilir.
- Cilt kanseri: Sarımsak ekstreleri bazı cilt tümörlerine uygulandığında fayda sağlayabilir. Bir araştırmaya göre, 1 ay boyunca ajoene (sarımsakta bulunan bir madde) cilde uygulandığında, tümör boyutlarında ortalama G azalma görülmüştür.
- Tiroid kanseri: Sarımsağın organik sülfür, tiroid kanser hücrelerini baskılamaktadır.
- Alerjiyle savaşır Sarımsağın, anti-enflamatuar özelliğe sahip olduğu bilinmektedir. Vücudun alerjilere karşı savaşmasına yardımcı olabilir. Sarımsağın anti-artritik özelliği, dialil sülfit ve tiyazremonondan kaynaklanmaktadır. Sarımsak alerjik havayolu iltihabını (alerjik rinit) iyileştirdiği gösterilmiştir. Çiğ sarımsak suyu döküntüler ve böcek ısırıkları nedeniyle kaşıntıyı anında kesmek için kullanılabilir.
- Diş ağrıları Ezilmiş sarımsağı doğrudan etkilenen dişe koymak, antibakteriyel ve analjezik özelliklerinden dolayı diş ağrılarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak diş etini tahriş edebileceğini unutmayın.
Sarımsak Besin Değerleri: Kaç Kalori?
Bileşen | Birim | Ortalama | Minimum | Maksimin |
---|---|---|---|---|
Enerji | kcal | 129 | 117 | 136 |
Enerji | kJ | 539 | 489 | 568 |
Su | g | 65,88 | 64,14 | 68,08 |
Kül | g | 1,24 | 0,91 | 1,43 |
Protein | g | 5,21 | 3,07 | 6,44 |
Azot | g | 0,83 | 0,49 | 1,03 |
Yağ, toplam | g | 0,54 | 0,18 | 0,74 |
Karbonhidrat | g | 24,48 | 20,80 | 27,72 |
Lif, toplam diyet | g | 2,64 | 2,47 | 3,11 |
Lif, suda çözünür | g | 1,60 | 1,50 | 1,85 |
Lif, suda çözünmeyen | g | 1,05 | 0,93 | 1,26 |
Sakaroz | g | 0,46 | 0,03 | 0,94 |
Glukoz | g | 0,42 | 0,13 | 1,22 |
Fruktoz | g | 0,78 | 0,07 | 2,17 |
Laktoz | g | 0,00 | 0,00 | 0,00 |
Maltoz | g | 0,00 | 0,00 | 0,00 |
Tuz | mg | 17 | 8 | 28 |
Demir, Fe | mg | 0,94 | 0,42 | 1,63 |
Fosfor, P | mg | 156 | 119 | 191 |
Kalsiyum, Ca | mg | 16 | 9 | 23 |
Magnezyum, Mg | mg | 28 | 19 | 34 |
Potasyum, K | mg | 474 | 384 | 537 |
Sodyum, Na | mg | 7 | 3 | 11 |
Çinko, Zn | mg | 0,98 | 0,77 | 1,35 |
C vitamini | mg | 10,9 | 7,9 | 15,8 |
L-askorbik asit | mg | 10,9 | 7,9 | 15,8 |
Tiamin | mg | 0,084 | 0,060 | 0,112 |
Riboflavin | mg | 0,034 | 0,020 | 0,094 |
Niasin | mg | 0,564 | 0,493 | 0,696 |
B-6 vitamini, toplam | mg | 1,146 | 0,528 | 1,542 |
Folat, gıda | µg | 10 | 6 | 16 |
A vitamini | RE | 2 | 2 | 3 |
Beta-karoten | µg | 29 | 27 | 31 |
Likopen | µg | |||
Lutein | µg | 12 | 10 | 14 |
K-1 vitamini | µg | 1,2 | 0,0 | 3,0 |
Sarımsağın faydaları saymakla bitmez 10 ay suda bekletilen sarımsağın faydalarıaraştırılmış ve kanıtlanmıştır. Çiğ olarak yutulması çiğnenerek yutulmasının yanı sıra suda bekletilen sarımsağın faydasını hepbirlikte inceleyelim.
Çiğ tüketilen sarımsaktaki ‘Allicin’ denen madde, kolesterol düşürme etkisi yanında, karaciğer, mide, bağırsak sistemini tahriş edip, erkeklerde sperm hareketlerini yavaşlatmaktadır. Oysa dövülmüş sarımsak suda en az 10 ay kadar bekletildiğinde mucize bileşiği ”S-Alilsistein (SAC)”açığa çıkmaktadır. Bu mucize madde karaciğeri koruyucu, savunma sistemini güçlendirici, kanseri önleyici ve tüm kemoterapatik ilaçların istenmeyen yan etkilerini azaltıcı etkiye sahiptir.
Yağda eriyen sarımsak içeriği (Allicin) lipit düşürücü etkisinin yanı sıra aynı zamanda karaciğer hücrelerine karşı toksik etki yapabilmekte ve laktat dehidrogenaz enzimini artırabilmektedir. Halbuki suda erir sarımsak içeriği (S-Alilsistein) sitotoksik olmadan tüm faydalı etkileri sağlamaktadır.
Günümüzde teknolojin gelişmesiyle birlikte birçok yiyeceklerin hangi hastalıklar üzerinde etkili olup olmadığı araştırılmaktadır. Profesörlerin kanıtladıkları ve daha netleşmemiş olan ve üzerinde çalıştıkları hastalıklar vardır. Sarımsağın faydaları hangi hastalıklar üzerinde kesin etki gösterdiğini, neyin etkili olduğunu ve netleşmemiş (hala üzerinde çalışılan hastalıklar) incelenmektedir. Doğru ve dozunda kullanımlarla sonuç alabilirsiniz.Aksi taktirde fazla tüketimde başka rahatsızlıklara davatiye çıkarabilirsiniz.Sarımsağın Etkili Olduğu Hastalıkları birlikte inceleyelim.
Kesin Etkili
Damar tıkanıklığı, Yüksek trigliserid
Etkili
Antikanserojen, Ayak mantarları, Bronşit, Taşikardi, Yüksek tansiyon, Yüksek kolesterol, Kas tutuklukları, Kanser gelişimini engelleyici (meme, mesane, karaciğer)
Tam Netleşmemiş
Kulak iltihabı, Soğuk algınlığı, Parazitler (Barsak kurtları),Peptik ülser, Yumurtalık iltihabı, Mantari enfeksiyonlar
SARIMSAK VE FAYDALARI
Kalp ve Damar Sağlığı:Sarımsağın kalp ve damar sağlığına etkisi üzerine yapılan çalışmaların büyük çoğunluğunda sarımsak doğal şeklinde değil toz, yağ ya da özüt formunda kullanılmıştır. Fakat bu, normal sarımsağın kalp ve damarlar için faydalı olmadığı anlamına gelmez. Tüm bu çalışmalardan çıkan ortak sonuç sarımsağın trigliserid ve total kolesterolü düşürdüğü (%7-%8 kadar) yönündedir.
Özellikle, damarların enflamatuar ve oksidatif stresten korunmasında oldukça etkilidir. Oksidatif stres bir hastalık değildir, vücuttaki antioksidanların sayısının, çeşitli hastalıklara yol açan veya gelişimine katkıda bulunan serbest radikallerin sayısından az olması durumudur. Oksidatif stres arttığında damar çeperlerinde plak birikimi oluşabilir veya var olan plakların hacmi büyüyebilir. İşte bu noktada, sarımsakta bulunan sülfür, oksidatif stresi azaltır, serbest radikallerin tahrip edici etkilerine karşı damarları korumaktadır.
Sarımsağın kalp ve damarlar için önemli olmasının bir diğer nedeni de pıhtılaşmayı önleyen “alojene” içermesidir. Alojene, kanda bulunan bazı hücrelerin (trombositler) yapışkan hale gelmesini önler ve damar içinde topaklanma riskini düşürür. Son olarak sarımsakta bol miktarda bulunan B6 vitamini damalara zarar veren homosistein seviyesini düşürür.
Tansiyon: Sarımsağa kokusunu veren “alliin” adlı bileşen, damarların daralmasına ve dolayısıyla kan basıncının yükselmesine neden olan “anjyotensin 2” adlı peptid hormonunu baskılar. Ayrıca kan inceltici özelliği ile kan dolaşımını kolaylaştırarak tansiyonun normal seviyelerde kalmasına yardımcı olur.
Tansiyonu düşürmek veya yükselmesini önlemek için sarımsağın faydası çoktur. Fakat sarımsak tüketirken dikkat edilmesi gereken 2 ana nokta var; ilki kanamanız varsa (adet dönemi gibi) veya olacaksa (ameliyat gibi) sarımsak tüketmemelisiniz. İkincisi ise kan basıncınız zaten düşükse sarımsak bunu daha da düşürerek sizi halsiz bırakabilir hatta bayılmanıza neden olabilir. Hipertansiyon tedavisi için düzenli , kullanıyorsanız sarımsak takviyesi kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.
Anti Bakteriyel:Sarımsağın yararları arasında sayılan “anti bakteriyel ve antiviral” özellikleri, bitkinin sadece gıda olarak değil tedavi amaçlı olarak da bu kadar yaygın olarak kullanılmasını sağlamaktadır.
Sarımsak, bakteri ve virüslerin neden olduğu hastalıkların iyileşme sürecini hızlandırır. Hatta bazı araştırmalarda, antibiyotiğe dirençli bazı bakteriyel enfeksiyonların sarımsak tozu kullanılarak tedavi edilebileceği sonucu elde edilmiştir. Sarımsak tek başına bakterilerden kurtulmamızı sağlamasa bile vücudun bakterilere verdiği tepkiyi güçlendirir ve korunma mekanizmasına destek olabilir.
Kanser : Çeşitli araştırmalarda, düzenli olarak çiğ veya az pişmiş sarımsak tüketmenin kolon ve mide kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerine yakalanma riskini önemli oranda azalttığı belirlenmiştir. Sarımsağın kanser hücresi oluşumu üzerine etkisi alanında yapılan 7 farklı çalışmayı inceleyen araştırmacılar, sarımsağın kolorektal kanser riskini 0’a kadar azalttığının altını çizmektedir.
Nezle : Nezlenin yaygın olduğu kış aylarında sarımsak tüketerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir ve üst solunum yolunu etkileyen bulaşıcı hastalıklara karşı vücudun direncini arttırabilirsiniz.
Demir : Sarımsak faydası yapılan bazı yeni çalışmalar, sarımsağın demirin vücut tarafından metabolize edilmesine yardımcı olduğu yönünde sonuçlara sahip. Hücrelerde bulunan demirin, hücreden ayrılıp tekrar dolaşıma dönmesi için köprü işlevi gören “ferroportin” adlı protein miktarı düzenli sarımsak tüketilerek arttırılabilir.
Sarımsak genel olarak, kurutulmuş sarımsak, sarımsaktozu, sarımsak suyu, sarımsak püresi ve uçucu sarımsak yağı gibi sarımsaktan doğrudan elde edilen birlikte 0.84 kg/yıl’dır . Pek çok klinik çalışmada, günlük yeterli doz olarak 900 mg kurutulmuş sarımsak tozu alınması gerektiğini belirtmişlerdir. Kurutulmuş sarımsak tüketiminin ise; günde 1 g ile 7.2 g arasında
değişen miktarlarda alımı önerilmiştir. Yapılan çalışmalarda, insan bağışıklığını güçlendirmesi için günde 1.8 g’dan az veya günde 10 g’dan fazla alındığında etkili olmadığı belirtilmiştir. İlginçtir ki, bu klinik çalışmalarda yüksek dozlarda sarımsak alınsa dahi hiçbir ciddi toksik ve yan etkileri saptanmamıştır
Sarımsakta bulunan ve insan sağlığı açısından son derece önemli olan allisin bileşiği, sarımsak dişleri mekanik zarara uğradığında (2-propen-1-sülfinotioik asit S-2-propenil ester) ortaya çıkmaktadır. . Bu bileşik, kükürtlü bir amino asit olan alliin’in alliinaz enzimi ile parçalanması ile oluşmaktadır. Allisin, sarımsağa özel koku ve lezzeti veren taşıdığı kükürtlü uçucu yağdır. Allisinin varlığı keskin kokusu nedeniyle kolayca anlaşılmaktadır . Ülkemiz sarımsakları % 0.4 oranında alliin, allisin ve uçucu yağ taşımaktadır . Taze sarımsağın bir dişinde 4-5 mg
allisin bulunmaktadır. Günlük 1-3 diş taze sarımsak tüketimi sonrasında kandaki allisin oranı 6-18 µM olarak belirlenmiştir . Allisin’in parçalanması sıcaklıkla değişim göstermektedir . Allisin 4oC sıcaklıkta 1 yılda yarı ömrünü tüketmektedir . Allisin (orijinal formu 35S-allicin) maksimum seviyeye, tüketiminden 30-60 dakika sonra kana karışması ile ulaşmaktadır .
Alliin’in (L-(+)-S-allilsisteinsülfoksit) tek başına, tümör hücrelerinin büyümesinde sarımsağın gösterdiği antiproliferatif (hücre büyümesini engelleyici) etkiyi göstermemiştir . Allisin, suda çözünebilir sarımsak preparatlarının etkisi ile hücre büyümesini engellemede büyük rol oynamaktadır ve bu etki allisin’in hücre içi glutatyon (GSH) seviyesini geçici olarak azaltma yeteneği ile ilişkili olduğu söylenmektedir. GSH seviyesinde düşüş kapsamı ile allisin’in büyüme engelleyici aktivitesi arasında iyi bir korelasyon vardır . Allil sülfür bileşikleri, önemli anti tümörojenik
ajanlardır ve diallil disülfit (DADS), fare karaciğerinde AFB1’in neden olduğu prenoplastik (tümör oluşumundan önceki) odakların boyutunu ve miktarını azaltmıştır .
Sarımsak ile kansere karşı korunmaya, nitrozamin oluşumunun ve biyoaktivasyonunun blokajını da içeren mekanizmalara yol açmaktadır . Bu mekanizmaların, insanda kanser riskini etkilediğinden şüphelenilmektedir. Bu mekanizmaların oluşumu S-allylcysteine (SAC) tarafından geciktirilmektedir . Sitokrom P4502E1; nitrozamin ve diğer karsinojenlerin metabolizmasından sorumlu bir hepatik faz-1 enzimidir ve aktivitesi diallil sülfit (DAS) gibi, organo-sülfür bileşikleri tarafından düzenlenmektedir . Sarımsaktaki organo-sülfür bileşikleri karaciğer için kanser ajanı olan aflatoksin B1 (AFB1) gibi non-nitrozaminlerin biyoaktivitesini ve kanserojenik etkisini bloke etmektedir.
Karsinojen biyoaktivitesi ile ilgili CYP1A1, 1A2, 2B1 ve 3A4 gibi faz1 enzimleri, farelere sarımsak veya diallyl disülfid gibi bazı sülfür bileşikleri ile yapılan beslenme takviyesinde değişik aktivite göstermiştir. Glutatyon-S-transferaz (GST), quinon redüktaz (QR), ve üridindifosfoglukuronat glukuronosiltransferaz (UGT) gibi faz-2 enzimlerinin diallil disulfit gibi organo-sülfür bileşikler tarafından zehirli etkilerinin giderildiği kanıtlanmıştır . Bunun yanında, 300 mg/d kolestrol seviyesine sahip 51 gönüllü hastada 12 ay boyunca düzenli olarak sarımsak tozu kullanımı ile yapılan araştırmada, 12. ay’ın sonunda LDL-kolestrol seviyesinin erkeklerde 32.9 mg/dL ve bayanlarda 27.3 mg/dL olarak düşme gösterdiği belirlenmiştir .
Sarımsağın yağda çözünen sülfür bileşiklerinden farklı olarak suda çözünen SAC (S-allilsistein) bileşiği farelerde yapılan bir çalışmada, küçük olmayan kötü huylu hızlı ilerleyen ve yayılmaya meyilli akciğer kanseri hücrelerinin gelişimini baskıladığı bildirilmiştir . Erkek farelerde yapılan deneyde, sarımsak bileşenlerinden DATS (dialliltrisülfit)’ın prostat gelişimine sebep olan PC-3 kanser hücrelerinin gelişimini baskıladığı bildirilmiştir .
Sarımsağın organik sülfür bileşiği olan DAS (dialliltrisülfit), kanser hücrelerinin gelişimini baskılamada ve artan kanser hücresi döngüsünü bloke etmede etkili olmakla birlikte tiroid kanser hücrelerini de baskıladığı da açıklanmıştır . Diğerlerinden farklı sülfit atomları yani DATS (yağda çözünen allil trisülfitler) diğer önemli bileşenler DADS (dialliltrisülfit) ve DAS (diallilsülfit)’a kıyasla insanlarda bulunan A375 hücre tümörlerini ve doku hücreleri tümörlerinin gelişimini baskılamada çok daha başarılıdır.
Bunun yanı sıra farklı kanser hücrelerinin; akciğer kanseri , beyindeki kötü huylu tümörlerde , prostat kanseri , mide kanseri , kolon kanseri ve meme kanseri ilerlemesinin durdurulması ve yok edilmesinde tüm bu sülfür bileşenlerinin rollerinin çok etkin olduğu açıklanmıştır. Daha önce sarımsak ekstraktının farelerde karaciğer hücreleri arasındaki liflerin artırılması ve dokulardaki kan pıhtılaşma (tTG) aktivitesini engellediği ortaya konmuştur. Son yıllarda yapılan bir çalışmada bu sonuçların altında yatan mekanizma incelenmiştir. Bu çalışma sonuçlarına göre, sarımsak ekstraksiyonu; karaciğer hücreleri arasındaki liflerin onarılması, hücre dışı boşlukların yeniden modellenmesi, karaciğer doku ve fonksiyonlarının ise rejenere olmasını sağladığı ortaya konulmuştur . Allisin, sarımsağın antimikrobiyal aktivite gösteren önemli bir bileşenidir.
Allisin aynı zamanda sistein amino asitini parçalayan proteazı enzimini engelleme yoluyla sıtma hastalığına sebep olan plasmodium parazitlerine karşı da aktiftir. Bu çalışmada allisin’in bir çeşit plasmodium olan yoelii 17XL kullanılarak oluşturulan akut sıtma enfeksiyonu süresince bağışıklık sistemi artırıcı aktivitesi değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Allisin P. yoelii 17XL’e karşı doğal konukçu potansiyelini artırarak kısmen koruma sağladığı ortaya konmuştur . Dialliltrisülfid (DATS) kanser hücrelerine karşı toksik etkili bir organosülfittir, ancak kanserin başlamasına olan etkisi de henüz bilinmemektedir.
Yapılan çalışmada, DATS’ın, kanserli hücre çoğalmasını engellenmesi, hücre döngüsünün düzenlenmesi, serbest oksijen bileşiklerinin oluşumunu zayıflatması ve DNA hasarını engellenmesini içeren mekanizmalar ile bu mekanizmaların etkileri araştırılmıştır. DATS’ın, in vitro koşullarda meme kanserine karşı etkili bir zayıflatıcı olduğu tespit edilmekle birlikte, sarımsağın bir kimyasal
koruyucu madde olarak etkinliğine katkıda bulunduğu ve çevre koşullarının neden olduğu kanserin önlenmesine izole madde olarak kullanımının etkili olabileceği belirtilmiştir .
Sarımsaktaki bir diğer etkin sülfür bileşiği diallildisülfit (DADS) tansiyon düşürme özelliği ile bilinmektedir. Yapılan araştırmada, yeni DADS analoglarının, Wistar farelerinde L-Name’in neden olduğu hipertansiyona etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. 6 Hafta boyunca, günlük, DADS analogları (20 mg/kg) ile birlikte L-NAME (50 mg/kg) kullanımı, yüksek tansiyonu ve anjiotensin
dönüştürücü enzim (ADE) aktivitesini önemli ölçüde düşürmüş ve ayrıca nitrit/nitrat konsantrasyonlarındaki ve siklik guanosin monofosfat (cGMP) seviyelerindeki düşüşü engellemiştir. Lipid peroksidasyonu, protein hasarı ve antioksidan enzimlerdeki düşüş gibi yan etkiler DADS analoglarının kullanımı ile düzeltilmiştir. DADS analoglarının L-NAME kaynaklı hipertansiyon engelleme
kabiliyeti standart kabul edilen Enalapril (15 mg/kg) ile kıyaslanmıştır. DADS analogları L-NAME’e bağlı kardiyotoksisite’yi engellemiştir. Bir arada ele alındığında, çalışma sonuçlarına göre, DADS analogları damar basıncının düşmesini uyararak tansiyon düşmesini sağladığı açıklanmıştır .
Taze sarımsak %0.2-0.5 oranında sarımsak yağı içermekte, sarımsak yağının �’ünü de sülfür bileşikleri (%4.7-8.0 DAS, !.9- 40.0 DADS, 9.0- 41.5 DATS) oluşturmaktadır . Tüm dünyada cilt kanseri son zamanlarda hızla artmaya başlamıştır. Sarımsak yağında da bulunan allilsülfit gibi sülfür bileşiklerinin pek çok kanser çeşidinde etkili olduğu
bilinmektedir. Bu bileşenler arasında cilt kanserini baskılamada DATS’ın DADS ve DAS ’dan çok daha etkin olduğu, DATS A375 hücre tümörünün gelişimini
baskılayarak ve DNA zararlanmasını engelleyerek cilt kanserini engellediği saptanmıştır .
Sarımsak yağının ve başlıca 2 sülfür bileşiğinin (DATS ve DAS) fareler üzerinde denenerek şeker hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan akut kalp adele hastalığına etkisinin araştırıldığı çalışmada, DATS ’ın DADS’a göre daha etkili olduğu, ancak GO’nun (sarımsak yağı) ise her iki bileşiğe oranla bu hastalığı baskılamada çok daha başarılı olduğu ortaya konulmuştur . 2012 yılında Tayvan’da yapılan bir araştırmaya göre, karaciğer kanserine yakalanma oranının Tayvan’da da çok yüksek olduğu ve ölümlere sebep olma da üst sıralarda olduğu söylenmektedir. Şu ana kadar yapılan çalışmalarda sarımsağın özellikle allisin bileşiğinin kanser önleyicisi olduğu ancak karaciğer kanserine etkisinin tam olarak açık olmadığı belirtilerek yola çıkılmış.
Bu araştırmada Hep G2 hücrelerinin sebep olduğu bu hastalıkta, allisinin Hep G2 hücrelerinin oluşumunu sağlayan PI3K/mTOR, AMPK/TSC2 ve Beclin-1 hücrelerini baskılamada başarılı olduğu böylelikle bu hastalığa karşı potansiyel engelleyici olduğu ortaya konulmuş . Kardiyovasküler hastalıklar birçok ülkede yüksek ölüm oranına sahip kronik hastalıklardır. Bulaşıcı olmayan bu hastalıklar, dünya çapındaki ölümlerin başlıca sebepleridir . Hem bayan hem de erkek hastalardaki ölümlerin büyük oranını damar tıkanıklığına bağlı kardiyovasküler hastalıklar oluşturmaktadır. Bu hastalık metabolik risk faktörleri örneğin; hipertansiyon, şeker, yüksek kolestrol ve obezite’ye bağlıdır . Sarımsağın içerisinde bulunan allicin bileşiği ise birçok tıbbi etkiye sahiptir ve bu bileşiğin kardiyovasküler yararları ve dolaşım sistemine olan ciddi yararları da mevcuttur .
SONUÇ Sarımsak içerdiği sülfür bileşikleri ve bunların parçalanmasıyla meydana gelen bileşikler sayesinde kansere karşı koruyucu etki gösterdiği bilinen önemli bir sebze türüdür. Ancak keskin kokusu ve acılığı sebepleriyle tüm toplumlarda yeterli miktardaki tüketilememektedir. Zengin besin içeriğine ve diğer sebzelerde bulunmayan karakteristik sülfür bileşenlerine sahip olan sarımsağın tüketimini artırmak için çok çeşitli alternatifler gündeme getirilmeli ve bununla birlikte sarımsakta esas olarak sülfür bileşenlerine odaklanılıp, bu bileşenlerin içeriğini etkileyen faktörlerin bilinmesi ve ardından sülfür bileşenlerinin içeriğini artırmaya yönelik hedefler oluşturulması önem taşımaktadır.
*Image by PublicDomainPictures from Pixabay