CİLT LEKELERİ NEDEN OLUŞUR VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Cilt lekesi cildin çeşitli yerlerinde melanin üretiminin normalinden fazla üretilmesi durumunda oluşan genelde kahverengi görünümünde olan bir cilt problemidir. Melanin cildimize, saçlarımıza ve gözlerimize rengini vermekte görevli pigmentin adıdır. Bazen genetik yatkınlık bazen de çevresel faktörlerden kaynaklı cildimiz melanin üretimini arttırır ve bunun sonucu cildimiz bizlere lekeler, çiller veya benlerle uyarı vermeye başlar. Sağlık açısından risk oluşturmasa da leke sorunu kişiler için zamanla çok can sıkıcı bir hal alabilir.
Cilt lekelerinin en baştaki nedenlerinden biri olarak güneş ışınlarına uzun süre maruz kalmak olduğunu söyleyebiliriz. Güneş ışığına elbette ki vücudumuzun ihtiyacı var yalnız bunu doğru yaparsak faydasını zarara dönüştürmemiş oluruz. Bronzlaşmak cildimize verebileceğimiz en büyük zararların başında gelmektedir. Ciltte lekelenme hemen başlamayabilir yıllar sonra aniden cildinizde lekelenmeler fark edebilirsiniz ya da genetik yatkınlığınız varsa, cilt türünüz lekelenmeye elverişliyse güneşe maruz kaldığınız anda da bu lekeler belirebilir. Özellikle beyaz tenlilerde lekelenme ihtimali daha yüksektir. Leke türlerinden en sık rastlananlara örnek verecek olursak;
HAMİLELİK LEKELERİ
Hamilelik maskesi, hamilelik lekesi diye bildiğimiz asıl adı melazma olan lekelerdir. Hamilelikte değişen hormonların etkisiyle ortaya çıkarlar. Bir kısmı doğumdan sonra veya 2 yıl içinde kendiliğinden kaybolmaktadır çünkü emzirmeninde içinde dâhil olduğu hormonların etkisi ortadan kalkmaktadır. Lekeye meyilli cildi olanlarda bu lekeler kalıcı olabilir. Böyle bir durum karşısında emzirme süreciniz biter bitmez dermatoloğa gidip tedaviye başlamanızda fayda vardır çünkü leke tekrarlayabilen bir cilt problemidir. Melazma doğum kontrol haplarının kullanımı sonucu tetiklenebildiği gibi çok nadirde olsa erkeklerde de görülebilir. Melazmanın tedavi süreci cilde sürülen ilaçlarla başlayıp lazer veya diğer tedavi yöntemlerine kadar giden bir leke problemidir.
YAŞLILIK LEKELERİ
Bu lekeler genelde 40-50 yaş itibariyle en çok ellerde ve yüzde kendini göstermeye başlayan lekelerdir. Uzun zaman güneşe maruz kalmış ciltlerde görülme oranı oldukça yüksektir. Açık kahverengiden siyaha kadar giden renk değişiklikleri görülür.
DOĞUM LEKELERİ
Doğumda veya doğumdan kısa süre sonra ortaya çıkan lekelerdir. Farklı renkte, şekilde ve büyüklükte olabilirler. Büyük bir kısmı zamanla kendiliğinden kaybolabilir. Bir kısmıda kalıcı olabilir veya büyüme gösterebilir. Genel olarak tehlikeli diyebileceğimiz leke türünden olan lekeler değillerdir.
Cilt lekeleri her ne kadar kadar zararsız bilinse de cilt kanseri gibi hastalıklarında belirtisi olabilirler. Herhangi bir tedaviye başlamadan önce bu lekelerin neden kaynaklı olduğu bir doktor tarafından mutlaka belirlenmeli ve ondan sonra lekelere müdahale edilmelidir.
Her lekenin bir alt yapısı vardır ve erkenden önlemi alınmadığı takdirde uzun sure uğraşlar gerektirecek bir tedavi yoluna girmeniz kaçınılmazdır. Derinleşmiş lekeler bakımlarla tedavi edilemez. Maskeler ve leke kremleri taze, yeni ve derinleşmemiş lekelerde etkili olabilir. Tedavide lekenin cildin hangi tabakasında, neden kaynaklı oluştuğu, derinliği, yüzeyselliği tespit edildikten sonra bir tedavi yoluna girilmesi ana amaçtır. Gelişen teknolojinin yardımıyla leke tedavilerinde olumlu sonuçların alındığı önemli yöntemler geliştirilmiştir. Lazerler, peelingler bu konuda oldukça yardımcı olabildiği gibi PRP ve kök hücre tedavileri de son yıllarda hücrenin kendini yenilemesi açısından popüler tedavi yöntemlerinin arasında yer almaktadır.
THULIUM LAZER TEDAVİSİ: En sık kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. Lazer yöntemiyle açılan mikro kanallar sayesinde cildin hem üst hem de alt katmanlarına cildi soymadan ulaşıp cildin hasarlı bölümlerine etki eder.
PRP UYGULAMASI: Kişiden alınan trombositlerle zenginleştirilmiş plazmanın cilde enjekte edilmesidir. Tedavi sonuçları olumlu olduğundan çok sık kullanılmaya başlanılan bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. Bu uygulama sonucunda lekeler yok edildiği gibi aynı zamanda cilt yenilenmiş olur böylelikle cildiniz daha aydınlık sağlıklı bir görüntüye kavuşur.
KİMYASAL PEELİNG: Yüzeysel lekelerde sonuç vermektedir. Derinin üst katmanın çeşitli kimyasal maddelerle kontrollü şekilde soyulup uygulanan bölgeye kollajen sentezi sağlanması işlemidir. Bu yöntem sonucunda kişi soyulan cilt tabasının altından gelen yeni ve taze bir cilde kavuşmuş olur.
KRİYOTERAPİ : Lekelerin -196 °C nitrojen oksit gazı veya sıvı azotla dondurulma işlemidir. Uygulaması güvenli ve kolay bir yöntem olduğundan her yaştaki hastaya uygulanabilir. Yalnızca soğuğa alerjisi olan kişilere uygulanmamaktadır.
MEZOTERAPİ: Hasar görmüş lekeli ciltte derinin alt kısmına küçük iğnelerle vitamin, doku yapılandırıcılar ve antioksidan gibi maddelerin enjekte edilmesiyle yapılan tedavi işlemidir.
Yukarıda bahsettiğimiz yöntemlerin her biri cilt lekelerinde olumlu sonuçlar vermektedir. Ancak burada önemli olan nokta doğru leke için doğru tedavinin bulunmasıdır. Tedaviden sonra tekrar lekelenmenin önüne geçmek veya hiç lekeniz yokken cildinizi korumak için önceden önlem almanız gerekmekte. Unutmayın cildinize ne kadar iyi bakıp özen gösterirseniz yıllar sonra cildiniz size bu emeğinizin karşılığı cömertçe verecektir.
- Cildinizi uzun süre güneşe maruz bırakmayın ve güneş koruyucusu olmadan güneşe çıkmayın
- Solaryumdan uzak durun
- Sivilce ve aknelerinizi sıkmayın
- Cildinize uygun olmayan kozmetik ürünlerini kullanmayın
- Lazer, epilasyon gibi uygulamalar sonucunda güneşten korunun
*Resim Anne Kroiß tarafından Pixabay ‘a yüklendi